Examples of using "Weißes" in a sentence and their turkish translations:
O beyaz bir elbise giydi.
Sadece beyaz kağıt yeterli.
Tom sadece beyaz et yiyor.
O, bir beyaz pamuklu gömlek giyiyor.
Tom beyaz gömleğini ütüledi.
Mary beyaz bir elbise giydi.
O beyaz pamuk bir gömlek giyiyor.
Karanlıkta beyaz bir şey gördük.
Bana beyaz bir kağıt parçası ver.
Mary basit bir beyaz elbise giydi.
Tom beyaz bir tişört giyiyordu.
Mary bugün beyaz bir elbise giyiyor.
Ben genellikle beyaz bir gömlek giyerim.
Gelin, beyaz bir gelinlik giyiyordu.
Tom beyaz bir gömlek giyiyor.
Bugün beyaz bir elbise giyiyor.
Mary, basit bir beyaz elbise giydi.
Beyaz bir gemi göründü.
Nikel, sert, gümüş beyazı bir metaldır.
Genellikle beyaz bir gömlek giyerim.
Ben parkta beyaz bir şey gördüm.
Tom, Mary'nin beyaz elbisesinin her yerine kırmızı şarap döktü.
- Adının baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi.
- İsminin baş harflerini beyaz bir mendilin üzerine işledi.
Uzakta beyaz bir gemi gördük.
Yerde bir tür beyaz toz vardı.
Polis memuru torpido gözünde beyaz bir toz buldu.
Tam köşede beyaz bir bina var.
Sola döndüğünüzde beyaz bir bina göreceksiniz.
Garson masaya beyaz bir masa örtüsü koydu.
Keşke beyaz bir elbise alsaydım!
Garson masaya beyaz bir örtü serdi.
O siyah pantolon ve güzel bir beyaz gömlek giyiyordu.
Tom beyaz bir araba kullanıyor.
Bütün erkekler koyu renk takım elbise ve beyaz gömlek giyiyorlardı.
Caddenin karşısında beyaz bir ev var.
Sola döndüğün zaman beyaz bir bina göreceksin.
İki küçük tavşan, beyaz tavşan ve siyah tavşan, büyük bir ormanda yaşadılar.
Biri beyaz ve biri siyah renkli iki küçük sincap, büyük bir ormanda yaşadı.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
Japon bayrağı merkezde güneşi temsil eden kırmızı bir daire bulunan beyaz bir dikdörtgendir.