Examples of using "Ungeduldig" in a sentence and their turkish translations:
Sen sabırsızsın.
- Sen sabırsızsın.
- Sabırsızsın.
Sabırsızsın.
Tom sabırsızdı.
Tom sabırsız görünüyor.
Onlar sabırsız.
Ben sabırsızım.
Tom sabırsız.
Biz sabırsızız.
Tom sabırsızlanıyordu.
O sabırsızlaşıyordu.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
Baba bugün sabırsız.
Çok sabırsız olma.
Tom sabırsız, değil mi?
Tom çok sabırsız.
- Çok sabırsızsın.
- Sen çok sabırsızsın.
Tom sabırsız oluyor.
Yolcuların sabrı tükeniyor.
Tom her zaman sabırsızdır.
Ben çok sabırsızım.
Sabırsızlanıyordu.
Gittikçe sabırsızlanıyordu.
Tom çok sabırsız.
Tom çok sabırsızlanmıştı.
O, biraz sabırsız değildi.
Tom'un Mary'ye sabrı tükeniyor.
Tom sabırsız ve huzursuzdu.
Çocuklar, sabırsız ve kaygılılar.
Tom ve Mary sabırsız.
Tom çok sabırsız, değil mi?
Bana karşı çok sabırsızsın.
- Hafta sonunun başlaması için sabırsızlanıyorum.
- Hafta sonunun başlamasını dört gözle bekliyorum.
Onlar öğle yemekleri için sabırsızlar.
O, babasından daha az sabırsız.
Tom sabırsızlıkla bekledi.
Bence Tom biraz fazla sabırsız.
Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.
Aslında, ben sabırsızım. Ama kaderime güveniyorum.
Çocuklarla uğraşırken sabırlı olmalısın.