Examples of using "See" in a sentence and their turkish translations:
Bu, Japonya'daki en derin göldür.
Deniz haşindir.
Biz bazen gölde yüzeriz.
Geceleri deniz...
Göl büyük.
Gölde yüzdük.
Gölde yüzüyorum.
Göl dondu.
Deniz yeşil.
Göl derin midir?
Deniz berrak değil.
Bu göl derin.
Göl mavi.
O, göle doğru koştu.
Tom göle doğru koştu.
O göl ne kadar derin?
Gemi denizdeydi.
O, Mashuu Gölünü sever.
O, sahile yakın yaşıyor.
Tom sahile yakın yaşıyor.
Gölde boğuldu.
Göl çok derin.
Bu göl çok derin.
Gölde balık tutuyorum.
Göl ne kadar derin?
Denize gitmek istiyor.
Tom göle atladı.
Göl balık dolu.
Göl üzerinde sis var.
Gölde boğuldu.
Git göle atla.
Şu göl denize benziyor.
Biz gölün etrafında yürüdük.
Karanlık denizlerimiz...
Yeni bir yakıt tankeri denize indirildi.
Otel göle bakıyor.
Gemi denizde.
Göl dört mil genişliğindedir.
Göldeki su soğuktur.
Onun arabası göle düştü.
Evimin önünde bir göl var.
Nehrin en derin yeri burası.
Gölün yanındaki ev benimkidir.
Almanya'nın en büyük gölü ne?
Nehir göle akmaktadır.
Bu gölde yüzebilir miyim?
Göl dağlarla çevrilidir.
Tom göle gitmek istemiyor.
- Balıkçılık gölde yasaktır.
- Gölde balık avlama yasaktır.
Biz gölde yüzmenin tadını çıkardık.
Biwa gölü ne kadar derin?
Sonunda göle ulaştık.
Göl üç mil genişliğinde.
Çocuklar sık sık gölde yüzerler.
Biz bir tekne ile gölü geçtik.
- Biz gölün etrafında yürüdük.
- Gölün bütün çevresini gezdik.
Ay ışığı göle yansımıştı.
Bazıları Nessie'nin bu gölde yaşadığına inanıyor.
Gölün yüzeyi tamamen donmuş olsa da
History may never see such an extraordinary,
Fırtınadan dolayı deniz haşindi.
Gölün kenarında bir otelde kaldık.
Gölün yanında kamp yaptık.
Gölde birkaç tekne var.
Biwa Gölü Japonya'da en büyük göldür.
Bir gölde kendini boğdu.
O otel göle çok yakın.
Öğle yemeği yemek için göle gideceğiz.
Hiç gölde yüzdün mü?
Dağlar gölde yansıyor.
Göl burada derin.
O otel göle çok yakındı.
Göl üzerinde buz pateni yapmaya gittim.
Bu göl kentimize su sağlamaktadır.
Göl, şehre su sağlar.
Gölde birçok bot vardı.
O onu göle götürdü.
Bütün ördek yavrularım gölde yüzüyor.
Bu gölde balık yok.
Muhteşem bir çift kuğu gölde yüzdü.
Kim daha sabahın yedisinde gölde böğürtlen toplar? Kim göl kıyısında ki otlara ve bitkilere sevinir? Kim göl kıyısındaki vızıltı ve mırıltıya severek kulak verir? Kim gölün etrafında sık sık bisiklet sürer veya pedal çevirir? Kim gölde yüzmeyi veya kürek çekmeyi sever? Kim burayı herkesten daha çok sever? Tabii ki ben.
Tom üç yıl önce Superior gölünde boğuldu.
Kaptan on dokuz yaşındayken denize gitti.
Donmuş bir göle çıkarken dikkatli olmalıyız.
Kısa bir yürüyüş beni göle getirdi.
Bir okul gezisinde Towada gölüne gittik.
Sağ tarafınızda denizi görebilirsiniz.
Kürek çekmek için göle gittik.
Hava o kadar soğuktu ki gölün üstü buz tuttu.
Gölün ne kadar derin olduğunu bilmiyorum.