Examples of using "Lichter" in a sentence and their turkish translations:
Aniden ışıklar söndü.
Işıklardan faydalanıyorlar.
Işıklar kapalı.
Floresan lambalardan nefret ediyorum.
Bu ışıklar ne anlama geliyor?
Dört ışık var!
Birdenbire ışıklar yandı.
Tom ışıkları kapattı.
Noel ağacındaki mumlar yanıyor.
- Işık aniden söndü.
- Birden ışık söndü.
- Tom bütün ışıkları söndürdü.
- Tom tüm ışıkları kapattı.
Saat onda bütün ışıkları kapadı.
Şehrin ışıkları denize taşıyor...
Işıklar söndü.
Şehir ışıkları gece güzeldir.
Işık söndü.
Fakat yüksek sesler ve parlak ışıklar kafa karıştırıcı.
Mutfağın ışıkları bütün gece yandı.
Onlar genellikle kırmızı ışıklarda parmaklarını şakırdatırlar.
Onlar ışıkları karartıyorlar. Oyun başlamak üzere.
Tom tam konuşmak üzereyken ışıklar gitti.
Bütün ışıklar söndü.
Şehrin ışıklarını uzaktan görebilirdik.
Sanırım küçük sesleri fark ediyor, ışıkları görüyor, pencereden televizyona bakıyor, böyle şeylere dikkat ediyor.
O, ışıkları kapattı.
O, yaşlı kadına kasabadaki tüm gürültüye ve ışığa neyin sebep olduğunu sordu.
Çıkmadan önce, ışıkların kapalı olduğundan emin olun.
Sana ışıkları açmamanı söyledim.