Examples of using "Drohte" in a sentence and their turkish translations:
O Mary'yi tehdit etti.
Tom beni tehdit etti.
Tom onları tehdit etti.
Beni öldürmekle tehdit etti.
Beni öldürmekle tehdit etti.
Tom Mary'nin evini yakmakla tehdit etti.
O bana ihbar etmekle tehdit etti.
Ev her an çökmek üzere gibi görünüyordu.
O, evimizi ateşe vermekle tehdit etti.
Patron beni kovmakla tehdit etti.
Suya düşme tehlikesi ile karşı karşıyaydı.
Onu ortaya dökmekle tehdit etti.
- Tom her şeyi meydana çıkarmakla tehdit etti.
- Tom her şeyi ortaya çıkarmakla tehdit etti.
- Tom her şeyi ortaya dökmekle tehdit etti.
Tom'un kız arkadaşı, ondan ayrılmakla tehdit etti.
O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
Onu tehdit etti.
Tom polisi aramakla tehdit etti.
Polis onu hapishaneye göndermekle tehdit etti.
Tom, Mary'nin John'u öldürmekle tehdit ettiğini duyduğunu söyledi.
Gemi su yükledi ve neredeyse alabora oluyordu.
Tom, Mary'yi tehdit etti.
Nehri yüzerek geçmemin tehlikeli olduğunu düşünüyor musun?
Çocuk kaçıran yalnız gelmezsem Tom'u öldüreceğini söyledi.
Geçen gün Tom'u gördüm. Nehirde boğulmakta olan bir kedi yavrusuna yardım ediyordu.
1809'da Avusturya ile baş gösteren savaşla birlikte, Davout Regensburg'daki Üçüncü Kolordu'ya yeniden katıldı.
Ozon tabakası olmasa, tehlikede oluruz.