Examples of using "Patron" in a sentence and their turkish translations:
Patronumla konuş.
Sen patron musun?
- O benim patronum.
- O benim patronumdur.
Patron çok üzgün.
- Buraya ben bakıyorum.
- Buranın sorumlusu benim.
- Patron benim, değil mi?
- Ben patronum, değil mi?
Burada patron sensin.
Şimdi patron benim.
Patron nerede?
Ben patronum.
Patronumdan nefret ediyorum.
Müdürle konuşmak istiyorum.
patronumla veya çocuklarımla paylaşmasın.
Burada ben sorumluyum.
Patronunu beğenmiyorum.
Patronumla uyudum.
- Siz iyi bir patronsunuz.
- Sen iyi bir patronsun.
Patronum çok otoriterdi.
O pazarlama müdürüdür.
Patronunla görüşmem gerekiyor.
Benim yöneticim olmanı istiyorum.
Patronum önerisini geri çevirdi.
- Benim patronum bugün çok neşeli.
- Patronum bugün çok neşeli.
Patron hoş ama cimri!
Bizim patron planımızı onayladı.
Patronum beni akşam yemeğine davet etti.
- Patronuyla uyudu.
- O, patronu ile yattı.
Patronumuz önerimizi geri çevirdi.
- Ben yönetici değilim.
- Ben müdür değilim.
Buralarda hâlâ patron benim.
Patronun özel sekreteridir.
Şef, odasında seni bekliyor.
Patron projeyi onayladı.
Patronum köle gibi çalıştıran bir amir.
Tom benim ilk patronumdu.
Sen benim patronumsun.
Ben patronum.
- O, patronuna dalkavukluk ediyor.
- O, patronuna yağ çekiyor.
Patronum beni meşgul ediyor.
O, patronunu bir baba olarak görür.
Benim patron istifa etmesi için zorlandı.
Patron orada mı?
Patronum zor işi bana verdi.
Şef bunu hâlâ bilmiyor.
Şef acil olduğunu söyledi
Beni patrona bağla lütfen.
Tom patron olmak için gerekenlere sahip değil.
Patronun çalışmanız hakkında iyi bir fikri var.
Marengo Savaşı'nda öldürüldü .
Ona patronun kim olduğunu gösterdim.
Şef nerede?
Her patronun kedine ait favori çalışanı vardır.
Patronunu duymuyormuş gibi yaptı.
Patron kovulduğumuzu söyledi.
Patronuna hakaret ederek riske atmayın.
Patronuna istifasını sundu.
Yeni patron gerçekten sıkı yönetiyor.
İyi bir patronun olduğu için seni kıskanıyorum.
Patronum çok çalışmam için beni methetti.
Mary patronundan bir zam istedi.
Patron kimmiş göstereceğim sana!
Karım evin patronudur.
Patrona yağ çekmene gerek yok.
Patronunla her zaman ters düşüyorsun.
Patronum raporumdan memnun değil.
Körü körüne patronuna uyma.
Tom'un iyi bir patron olduğunu biliyorum.
Sen patronunun hoş bir adam olduğunu söyledin.
Ben şimdi senin patronunum.
Patronunu görmek istiyorum.
Patronunu beğenmiyorum.
Patronum benim iki katım kadar yaşlıdır.
Fabrikanın patronu tarafından kovuldu.
Patronumun emriyle o işi yaptım.
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
Patronum gece geç saatlere kadar çalışmamı istiyor.
- Bir müdür asla doğru bir arkadaş olamaz.
- Bir patron asla doğru bir arkadaş olamaz.
- Bir patron asla gerçek bir arkadaş olamaz.
Patronumu asla arkadaş olarak görmedim.
Patronumla kişisel konuları konuşmaktan imtina ederim.
Patronun öğle yemeğini yemekle suçlandım.
Patronun bana söylediği şeyi yapacağım.
Buranın patronunun ben olduğunu unuttun mu?
İyi bir patronun olduğu için kıskanıyorum.
Kendimin patronuyum.
Patron hepimize bir günlük izin verdi.
Kendi patronum olmayı seviyorum.
- Müdür ofise her gün gelmez.
- Patron ofise her gün gelmez.
Benden çok daha genç bir patronum var.
Patronum çok otoriter.
Onun patronu çok talepkar.
Ben patronumdan korkuyorum.
Müdür stresli ve sağlığa son derece zararlı bir atmosfer yarattı.