Examples of using "Viimeinen" in a sentence and their turkish translations:
Son siparişler!
Bu son oyun.
Bu son şansın.
Son tren ne zaman kalkıyor?
Bu sonuncusudur.
O sonuncusu.
- Gidecek son kişiydim.
- Ayrılacak son kişiydim.
Bu benim son teklifim.
Bu, kekin son parçasıdır.
Son kartpostal benimki.
Bu benim son teklifim.
Son tren saat kaçta?
Bu... ...son eylemi olacak.
Gecenin son gösterisi... ...başlamak üzere.
Bu bizim son şansımız.
Başvurmak için son gün önümüzdeki cuma.
Son tren çoktan gitti.
Bugün ocak ayının son günü.
- Bu onun son saatidir.
- Bu onun son anıdır.
Bu, Pepe'nin başkanlığının son günüydü
Bugün tırmanış ekibinden hayatta kalan tek kişi benim.
Tom'la konuşan son kişi benim.
Sen karşılaşmayı umduğum son kişisin.
Kısa ömürlerinin son eylemi bu.
Bu Tom'u son görüşümdü.
Böyle bir şeyi yapacak son kişidir.
Tom şu anda görmek istediğim son kişi.
Şimdi son hamlemizi yapıp onları köye götürmeliyiz. Hadi.
Unutmayın, bunu sadece çaresiz kaldığınızda deneyin.
Kancha Sherpa, bugün o ilk tırmanış ekibinden hayatta olan tek kişi.
Bu, bardağı taşıran son damla!
Lonesome George, türünün kalan son kaplumbağası, bilinmeyen nedenlerden öldü.
Bunu sana son kez söyleyeceğim.
O, Tom'u ziyaret ettiğim son kezdi.
Bu bizim ilk tartışmamızdı. Umarım sonuncusudur.
Tom ile zaman geçirmek için bu senin son şansın.
O, Tom'u ziyaret ettiğim son kezdi.
Yapmak istediğim son şey sana bir probleme neden olmak.
Fakat tungaralar sadece bir yıl yaşar. Bu, üremek için son şansı olabilir.
Tom yarın Boston'a hareket edeceği için, bugün bunu ona vermek için son şansımız.
Her gün iyi olup olmadığını kontrol ediyordum. "Bu, son gün mü? Onu göremeyecek miyim?" diyordum.
Şu an yapmak isteyeceğin son şey Tom'la konuşmak olduğunu düşünüyorum.
Genelde en geç Tom ayrılır, ama Mary dün gece ondan 10 dakika sonra ayrıldı.