Examples of using "Tunne" in a sentence and their turkish translations:
Seni tanımıyorum.
- Kendini tanı.
- Kendini bil.
Köklerini tanı.
Onu tanımıyorum.
Bunu hissetmiyor musun?
- Boston'da kimseyi tanımıyorum.
- Boston'da hiç kimseyi tanımıyorum.
Ben senin her iki çocuğunu da tanımıyorum.
Tom'un hiç empatisi yok.
Bu inanılmaz bir his.
Biz birbirimizi tanımıyoruz.
- Onu tanımıyorum.
- Onu bilmiyorum.
Onları tanımıyorum.
Sen onları tanımıyorsun bile.
Bu iyi bir his.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
Onu tanımam bile.
Biz birbirimizi bile tanımıyoruz.
Artık seni tanımıyorum.
Beni tanımıyor musun?
Tom komşularını tanımıyor.
Onlar beni tanımıyorlar.
Ben 'imkânsız' sözcüğünü bilmiyorum.
Aşk sınır tanımaz.
Onu çok iyi bilmiyorum.
Ben bu çevreyi çok iyi bilmiyorum.
Bu güzel bir his. Pekâlâ.
Bundan daha müthiş bir duygu yok.
Tom adında birini tanımıyorum.
Hiçbirimizi tanımıyor.
Beni bile tanımıyorsun.
Beni hiç tanımıyorsun.
Tom'u tanımadığını biliyorum.
Kendimi çok iyi hissetmiyorum.
Çok mutlu hissetmiyorum.
Kendimi size karşı düşman hissetmiyorum.
Tom burada hiç kimseyi tanımıyor.
Neden kendimi dinlenmiş hissetmiyorum?
Hiç yalnız kalmıyor musun?
Ben çok akıllı hissetmiyorum.
Fransız şairlerine aşina değilim.
Ben onun erkek kardeşlerinden hiçbirini tanımıyorum.
Tom komşularından hiçbirini tanımıyor.
Hâlâ enkaza çok yakın olduğumuzu hissetmiyorum.
Bu konuda çok iyi bir duygum var.
Ben artık neredeyse acı hissetmiyorum.
İstediğiniz şeyi yapmaktan çekinmeyin.
O güçlü bir gözlem duygusuna sahiptir.
İnsanların beni tanımaması beni endişelendirmez. Beni insanları tanımamam beni endişelendirir.
Tom'u tanımıyorum ama kız kardeşini tanıyorum.
Beni çok iyi tanımıyorsun, değil mi?
Onu seviyorum, ama duygu karşılıklı değil.
Açlık hiçbir yasayı tanımaz.
O benim komşum ama onu iyi tanımıyorum.
- İşi alacağına dair içimde bir his var.
- İşi alacağını hissediyorum.
Aklımı kaybediyorum gibi hissediyorum.
Önemli bir şey olacağına dair bir duygum var.
Büyük bir şeyin olacağına dair bir hissim var.
Tom Mary'yi seviyor ama duygu karşılıklı değil.
Siyahın ne anlama geldiği hakkında bir fikri olmayan birisi gerçekten de beyaz hakkında söz sahibi olabilir mi?
Bir şeyin yanlış olduğunu hissettim.
Aşk sadece hissetmek değil aynı zamanda bir sanattır.
Çok özel bir şey olacağına dair içimde bir his var.
Berbat bir şey olacağına dair içimde kötü bir his var.
Bu ayakkabıları daha önce bir yerde gördüğümü hissediyorum.
Senin çok iyi bir avukat olacağına dair içimde bir his var.
İçimde Fransızcamın çok fazla gelişmediğine dair bir his var.
Tom'un yalan söylediği içime doğdu.
Tom'un duygusal sorunları var.
Senin geçmiş deneyimini bilmeyen biri senin bir yerli konuşmacı gibi konuştuğunu söylerse, bu senin bir yerli konuşmacı olmadığını onlara fark ettiren konuşman hakkında muhtemelen bir şey fark ettiği anlamına gelir.Yani, senin gerçekten yerli konuşmacı gibi konuşmadığını.
Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"