Examples of using "Taskustaan" in a sentence and their turkish translations:
O, cebinden bir madeni para çıkardı.
Cebinden bir şey çıkardı.
John cebinden bir anahtar çıkardı.
Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.
Tom cebinden biraz para çıkardı ve onu masanın üstüne koydu.
Suyun seviyesini kontrol etmek için eğildiğinde Tom'un cep telefonu cebinden havuza düştü.
Tom restoranda herkesin önünde dizlerinin üzerine çöktü, cebinden bir elmas yüzük çıkardı ve herkes alkışlarken Mary'ye evlenme teklif etti.