Translation of "Veti" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Veti" in a sentence and their turkish translations:

- Tomi veti hätäjarrusta.
- Tommi veti hätäjarrusta.

Tom acil freni çekti.

- Tom veti miekkansa.
- Tom veti miekan tupestaan.

Tom kılıcı çekti.

- Tom veti Maria hiuksista.
- Tom veti Maria tukasta.

- Tom, Mary'nin saçını çekti.
- Tom, Mary'nin saçlarını çekti.

Tomi veti liipasimesta.

Tom tetiği çekti.

Hän veti köyttä.

O ipi çekti.

Hän veti huomioni puoleensa.

O, gözüme çarptı.

Tom veti verhot auki.

Tom perdeleri açtı.

Tom veti naulat ulos.

Tom çivileri çıkardı.

Hän veti syvään henkeä.

O, derin bir nefes aldı.

Tom veti syvään henkeä.

Tom derin bir nefes aldı.

Hän veti henkeä viimeisen kerran.

O, son nefesini aldı.

Tom veti Marin ulos autosta.

Tom Mary'yi arabadan çıkardı.

Hän veti laukkunsa vetoketjun kiinni.

O, çantasının fermuarını kapadı.

Hän veti hänet pois mudasta.

O, onu çamurdan çıkardı.

Tom veti kiinni takkinsa vetoketjun.

Tom ceketinin fermuarını kapadı.

Tom veti paperilapun ulos taskustaan.

Tom cebinden bir parça kağıt çıkardı.

Tom veti kiinni laukkunsa vetoketjun.

Tom çanta fermuarını kapadı.

Ruumisvaunuja veti kahdeksan mustaa hevosta.

Cenaze arabası sekiz siyah at tarafından çekildi.

Hän veti aseensa esiin ja sanoi:

Silahını çekti ve dedi :

Tom veti Marin ulos palavasta autosta.

Tom yanan arabadan Mary'yi çıkardı.

Tom veti esiin taskuveitsensä ja avasi sen.

Tom çakısını çıkardı ve onu açtı.

- Diana haukkoi henkeään.
- Diana veti henkeä nopeasti.

- Diana nefesini tuttu.
- Diana zorlukla nefes alıyordu.
- Diana nefes nefese kaldı.

- Hän otti yliannostuksen heroiinia.
- Hän veti yliannostuksen hepoa.

- O aşırı dozda eroin aldı.
- O fazla miktarda eroin aldı.

Ja siinä hetkessä leopardi hyppäsi ja veti minut alas.

ve o anda pars üstüme atladı ve beni yere yıktı.

- Hän veti auki laukkunsa vetoketjun.
- Hän avasi laukkunsa vetoketjun.

O, çantasının fermuarını açtı.

Tom avasi kirjekuoren, veti ulos kirjeen ja taitteli sen auki.

Tom zarfı açtı, mektubu çıkardı ve onu açtı.

Tom veti verhot kiinni, niin että häntä ei voitaisi nähdä kadulta.

Tom perdeleri çekti bu yüzden sokaktan görülemez.

- Hän oli ovelampi kuin minä.
- Hän veti minua nenästä.
- Hän älytti minua.

O beni kurnazlıkla alt etti.

Bussin kuljettaja ei ollut suuremmin vaikuttunut, kun Tom veti esiin 50 punnan setelin maksaakseen matkansa.

Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi.