Examples of using "Ruokaa" in a sentence and their turkish translations:
Yiyecek!
Biraz yiyecek istiyorum.
yiyecek taşıdım, içine yiyecek koyup ağaçlara astım.
Yiyecek arıyorum.
Nihayet beslenebilecekler.
Amerikan yemeğini seviyorum.
Tom yemek pişiriyor.
Karım yemek pişiriyor.
O yiyecek satın alıyor.
Yemek yapıyorum.
Bolca yemek var.
Biz Çin yemeği ısmarladık.
Şimdi yemek yapıyorum.
Ben Çin yemeğini seviyorum.
Biz şimdi yemek pişiriyoruz.
Masada yiyecek var.
Buzdolabında yiyecek var.
Ben daha çok yemek istiyorum.
Çok fazla yemek sipariş ettik.
Hiç Japon yemeği yedin mi?
Sanırım biraz daha yiyeceğe ihtiyacımız olacak.
Tom evsiz adama biraz yiyecek verdi.
Tom canı nadiren yemek pişirmek ister.
Tom'un canı yemek pişirmek istemiyor.
Ne tür bir yiyecek getirmemi istersin?
Sıcaklık, yiyecek... ...ve güvenlik.
Yemek bulma vakti geldi.
Yemeği de burnuyla bulur.
Evde çok yiyecek vardı.
Fransız yemeği yemek istiyorum.
O, Japon yiyeceği midir?
Çin yemeği sipariş ettik.
Yiyecek aldığın için sana teşekkür ederim.
Tom bizim için yemek pişirir.
Yeterli yiyeceğimiz var mı?
Karım şimdi yemek pişiriyor.
Kilerde bol miktarda yiyecek var.
Bu yiyecek değil.
Bol yiyeceğimiz var.
Bu yemek nasıl yapılır?
Köylülere yiyecek sağladılar.
İstediğiniz yemeğe buyurun lütfen.
ve kıyı boyunca yiyecek kaynakları da karşıma çıkabilir.
Av indirmek için en iyi şansı.
"Nasıl yemek buluyor?" diye endişeleniyorum.
Kız kardeşim mutfakta yemek pişiriyor.
- Karın iyi bir aşçı mı?
- Karının yemekleri güzel mi?
Hepimize yetecek kadar yiyecek var.
Büyükannem çok iyi yemek pişirebilir.
Ne tür yiyecekleri yemeyi sevmiyorsun?
- Anne mutfakta yemek pişiriyor.
- Annem mutfakta yemek pişiriyor.
Ben zaten çocukları besledim.
Asya markete gittik.
Her zaman sağlıklı yemek yemeye çalışırım.
Hiç Japon yiyeceği denediniz mi?
Yiyecekler ve battaniyeler mültecilere verildi.
Babam bana nasıl yemek pişireceğimi öğretiyor.
Yeterli yiyeceğimiz yok.
Canım yemek pişirmek istemedi.
Bugün Meksika yemeği yemeyi deneyeceğimi düşündüm.
Yemekten hoşlanmadığın herhangi bir şey var mı?
Su kaynağı bulduğunuzda yiyecek bir şeyler de bulacaksınız demektir.
Yiyecek yakalamak için en iyi ihtimalimiz ne?
Yiyecek anlamına geliyor. Bu da enerji demek.
Çoğu hayvan, şehirleri yiyecek bulmak için ziyaret eder.
Acil durumlar için bir sürü yiyecek ayırdık.
Yemek yapacak vaktim yok.
Sen gelir gelmez, o, yiyecek bir şeyler yapacaktır.
Bu yemek üç kişiye yeter.
Daha fazla yiyecek almalıydım.
Hiç Çin yemeği yemedim.
Bu restoran otantik Fransız yemeklerini servis ediyor.
Bu gece yemek pişirmek için kimin sırası?
Hiç Çin yemeği denemedim.
Yere düşmüş yiyeceği yemek güvenli mi?
Tom herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek getirdi.
Tom biraz bozulmuş yiyecek yedi ve hastalandı.
Annem benim için yemek pişirir.
Ormanda büyük avların peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
Ormanda büyük avlar peşinde koşmaktan çoğu zaman iyidir.
Yemek ve alan kapma derdindeki binlerce farklı türün arasında...
Tekenin, oksijen tamamen bitmeden yemek bulması gerek.
Sevmediğin herhangi bir yiyecek var mı?
Bizim sadece üç kişiyi beslemek için yeterli yiyeceğimiz var.
Tom İtalyan yemeği çok sık yemez.
Yemek yapmaktan hoşlanırım.
Bayan Wood yemek pişirmede çok iyiydi.
Dünyada yeterli yiyecek vardır; insanlar siyaset yüzünden açlık çekiyorlar.
Vahşi doğada yiyecek ararken seçiçi olamazsınız!
Vahşi doğada yiyecek ararken seçici olamazsınız!
Geceleri 40 kilometreye kadar yol teperek yemek arar.
Belki de gündüzleri yeteri kadar yemek bulmakta zorlanıyordur.
Onun başka birine vermek için yeterli yiyeceği yoktu.
O, misafirine yemek getirdi ve ona barınak sağladı.
Sanırım daha fazla yiyecek almalıydım.
Sanırım daha fazla yiyecek alsak iyi olur.
Kore yemeklerini severim.
Her kişi için farklı bir yemek yapmak zorunda değilsin.