Examples of using "Vaimoni" in a sentence and their turkish translations:
- Karım beni yener.
- Karım beni dövüyor.
Karım yemek pişiriyor.
Karım bayanlar korosunda şarkı söylüyor.
Bu benim karım.
Karım hamile!
Karım beni terk etti.
Karım İsveçli.
Karımı bir trafik kazasında kaybettim.
Karım bir doktordur.
Karım kedilerden nefret eder.
Karım bir çocuk doğuruyor.
Karım kanserden öldü.
Ben karımın doğum gününü unuttum.
Karım şimdi yemek pişiriyor.
Karım da seni görmekten memnun olacak.
- Mary benim karım.
- Meri benim karım.
Tom, karımın küçük erkek kardeşinin bir arkadaşı.
Karım yol yapımında bana yardım ediyor.
Karım evlat edinmek istiyor.
Karım şimdi akşam yemeğini hazırlıyor.
Tom'u karımla flört ederken yakaladım.
Karım ve çocuklar oradaydı.
Yöneten benim, karım değil. Sen öyle san canım.
Eşimle hayatlarımızı dünyayı değiştirmeye adadık
Karım ve Mary uçağın arkasındaydılar.
Karım odanın karşısından bana bir işaret verdi.
- Karım bana sıklıkla telefon eder yurtdışında olduğumda.
- Ben yurtdışındayken karım bana sıklıkla telefon eder.
- Karım hamile!
- Karım hamile.
Karım benden üç yaş daha küçük.
Karım bir vejetaryendir.
Karımı yeni bir araba almaktan vazgeçirdim.
Az önce karımın beni aldattığını öğrendim.
Karım genellikle gece kahve içmez ve ben de içmem.