Examples of using "Kokonaan" in a sentence and their turkish translations:
Onu tamamen unuttum.
Biz tamamen yeni bir yöntem deniyoruz.
- Sen tamamen iyileşmene konsantre olmalısın.
- Sen tamamen iyileşmen üzerine yoğunlaşmalısın.
Orangutanlar yarı münferit hayvanlar,
Tom Mary'yi tamamen kendine saklamak istiyordu.
Geceleyin, ormanın meyveleri tamamen onlara kalır.
- Bir rüya gördüm, tam da bir rüya değildi.
- Bir rüya gördüm ama pek rüya denemez aslında.
- Bir rüya gördüm ama pek rüya sayılmaz aslında.
Kardan adam ertesi sabaha kadar tamamen erimişti.
Ay büyük bir siyah bulut tarafından tamamen gizlendi.
"Pastam nerede?" "Üzgünüm, hepsini ben yedim."
Ben bütün onları okuyabilirim.
O, tamamen tozla kaplıydı.
Latince tamamen bilmediğim bir dil değil ama bu dili konuşma yeteneğinden tamamen yoksunum.
- Akşam yemeğini nerede yediğimiz benim için dert değil. O tamamen sana kalmış.
- Yemeği nerede yediğimiz umurumda değil. Bu tamamen sana kalmış.