Translation of "Yell" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Yell" in a sentence and their turkish translations:

- Yell.
- Yell!

Haykır.

- Don't yell at Tom.
- Don't yell at Tom!

Tom'a bağırma.

You shouldn't yell.

Bağırmamalısın.

They all yell.

Onların hepsi bağırıyor.

If you want to yell at someone, yell at me.

Birine bağırmak istiyorsan, bana bağır.

Don't yell at me.

Bana bağırma.

Why did you yell?

Neden bağırdın?

Don't yell at them.

Onlara bağırma.

Don't yell at him.

Ona bağırma.

You can't yell at Tom.

Tom'a bağıramazsın.

You don't have to yell.

Bağırmak zorunda değilsin.

Don't yell at my kid.

Çocuğuma bağırma.

There's no need to yell.

Bağırmaya gerek yok.

Did Tom yell at Mary?

Tom, Mary'ye bağırdı mı?

I didn't mean to yell.

Ben bağırmak istemedim.

Please don't yell at me.

Lütfen bana bağırmayın.

You can't yell at them.

Onlara bağıramazsın.

You can't yell at him.

Ona bağıramazsın.

You can't yell at her.

Sen ona bağıramazsın.

Tom didn't yell for help.

Tom yardım için bağırmadı.

Tom didn't yell at us.

Tom bize seslenmedi.

Tom didn't yell at Mary.

Tom, Mary'ye bağırmadı.

Did Tom yell at you?

Tom sana bağırdı mı?

Did you yell at Tom?

Tom'a bağırdın mı?

I heard someone yell "Help!"

Birinin "İmdat!" diye bağırdığını duydum.

I never yell at Tom.

Ben asla Tom'a bağırmam.

I didn't yell at Tom.

Tom'a bağırmadım.

Sami wasn't able to yell.

Sami bağıramadı.

I won't yell at you.

Sana bağırmayacağım.

Tom heard somebody yell his name.

Tom birinin adını seslendiğini duydu.

Tom was too scared to yell.

Tom bağıramayacak kadar çok korkmuştu.

When yelling doesn't work, yell louder!

Bağırdığın zaman işe yaramazsa daha yüksek sesle bağır!

Dan didn't even yell at Linda.

Dan, Linda'ya bağırmadı bile.

Do not yell into my ear.

Kulağıma bağırma.

Fadil started to yell at Layla.

Fadıl, Leyla'ya bağırmaya başladı.

Tom started to yell at Mary.

Tom Mary'ye bağırmaya başladı.

Why did Tom yell at you?

Tom neden sana bağırdı?

Tom began to yell at Mary.

Tom, Mary'ye bağırmaya başladı.

Tom would never yell at Mary.

Tom asla Mary'ye bağırmazdı.

You can't yell at me like that.

Bana öyle bağıramazsın.

I don't have anyone to yell at.

Bağıracak kimsem yok.

You don't have to yell at me.

Bana bağırmak zorunda değilsin.

Tom was too scared to even yell.

Tom bağırmaya bile fırsat bulamayacak kadar korkmuştu.

Give a yell if you need anything.

Bir şeye ihtiyacın olursa haber ver.

- I didn't cry out.
- I didn't yell.

Ben bağırmadım.

Dan heard Linda yell at the waitress.

Dan, Linda'nın garsona bağırdığını duydu.

Tom didn't have to yell at me.

Tom bana bağırmak zorunda değildi.

- I can't stand people who yell at their kids.
- I can't stand people who yell at their children.

Çocuklarına bağıran insanlara tahammül edemiyorum.

- Don't yell at me.
- Don't shout at me.

Bana bağırma.

I wish you didn't always yell at Tom.

Keşke Tom'a her zaman bağırmasan.

Did you really have to yell that loud?

Gerçekten yüksek sesle bağırmak zorunda mıydın?

I don't like when mothers yell at children.

Anneler çocuklarına bağırdığında bundan hoşlanmam.

I'm not going to yell at you again.

Sana tekrar bağırmayacağım.

Tom had the nerve to yell at the judge.

Tom hakime bağıracak kadar sinirliydi.

I don't want you to yell at Tom again.

- Tom'a tekrar bağırmanı istemiyorum.
- Bir daha Tom’a bağırmanı istemiyorum.

I don't like it when people yell at me.

İnsanlar bana bağırdığında bundan hoşlanmam.

He had the nerve to yell at the judge.

Hakime bağırmaya cüret edebildi.

Tom turned around when he heard someone yell his name.

Tom birinin onun ismini seslendiğini duyduğunda geriye döndü.

You don't need to yell. I can hear you just fine.

Bağırmana gerek yok. Seni iyi duyabiliyorum.

- Don't scream in my ear!
- Do not yell into my ear.

Kulağıma bağırma.

I'm sick and tired of the way you yell at me.

Bana bağırma tarzından bıktım usandım.

And there was a brief pause and then I heard her yell,

Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:

Tom says if you do that, Mary will probably yell at you.

Tom, onu yaparsan Mary'nin muhtemelen sana bağıracağını söyledi.

When I asked Dad for more money, he really blew up and started to yell at me.

Babamdan daha fazla para istediğimde gerçekten öfkelendi ve bana bağırmaya başladı.

Tell me one thing, why do you yell? What makes you do it? We're not checking on you anymore, haven't seen you for months. What's the reason?

Bana bir şeyi söyle, neden bağırıyorsun? Seni bunu yapmaya iten ne? Seni artık kontrol edemiyoruz, seni aylardır görmedik. Neden ne?

My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: "You're it!"

Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona "Sen ebesin!" diye seslenirdi.