Examples of using "Yell" in a sentence and their turkish translations:
Haykır.
Tom'a bağırma.
Bağırmamalısın.
Onların hepsi bağırıyor.
Birine bağırmak istiyorsan, bana bağır.
Bana bağırma.
Neden bağırdın?
Onlara bağırma.
Ona bağırma.
Tom'a bağıramazsın.
Bağırmak zorunda değilsin.
Çocuğuma bağırma.
Bağırmaya gerek yok.
Tom, Mary'ye bağırdı mı?
Ben bağırmak istemedim.
Lütfen bana bağırmayın.
Onlara bağıramazsın.
Ona bağıramazsın.
Sen ona bağıramazsın.
Tom yardım için bağırmadı.
Tom bize seslenmedi.
Tom, Mary'ye bağırmadı.
Tom sana bağırdı mı?
Tom'a bağırdın mı?
Birinin "İmdat!" diye bağırdığını duydum.
Ben asla Tom'a bağırmam.
Tom'a bağırmadım.
Sami bağıramadı.
Sana bağırmayacağım.
Tom birinin adını seslendiğini duydu.
Tom bağıramayacak kadar çok korkmuştu.
Bağırdığın zaman işe yaramazsa daha yüksek sesle bağır!
Dan, Linda'ya bağırmadı bile.
Kulağıma bağırma.
Fadıl, Leyla'ya bağırmaya başladı.
Tom Mary'ye bağırmaya başladı.
Tom neden sana bağırdı?
Tom, Mary'ye bağırmaya başladı.
Tom asla Mary'ye bağırmazdı.
Bana öyle bağıramazsın.
Bağıracak kimsem yok.
Bana bağırmak zorunda değilsin.
Tom bağırmaya bile fırsat bulamayacak kadar korkmuştu.
Bir şeye ihtiyacın olursa haber ver.
Ben bağırmadım.
Dan, Linda'nın garsona bağırdığını duydu.
Tom bana bağırmak zorunda değildi.
Çocuklarına bağıran insanlara tahammül edemiyorum.
Bana bağırma.
Keşke Tom'a her zaman bağırmasan.
Gerçekten yüksek sesle bağırmak zorunda mıydın?
Anneler çocuklarına bağırdığında bundan hoşlanmam.
Sana tekrar bağırmayacağım.
Tom hakime bağıracak kadar sinirliydi.
- Tom'a tekrar bağırmanı istemiyorum.
- Bir daha Tom’a bağırmanı istemiyorum.
İnsanlar bana bağırdığında bundan hoşlanmam.
Hakime bağırmaya cüret edebildi.
Tom birinin onun ismini seslendiğini duyduğunda geriye döndü.
Bağırmana gerek yok. Seni iyi duyabiliyorum.
Kulağıma bağırma.
Bana bağırma tarzından bıktım usandım.
Kısa bir sessizlikten sonra bağırdığını duydum:
Tom, onu yaparsan Mary'nin muhtemelen sana bağıracağını söyledi.
Babamdan daha fazla para istediğimde gerçekten öfkelendi ve bana bağırmaya başladı.
Bana bir şeyi söyle, neden bağırıyorsun? Seni bunu yapmaya iten ne? Seni artık kontrol edemiyoruz, seni aylardır görmedik. Neden ne?
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona "Sen ebesin!" diye seslenirdi.