Translation of "Truthful" in Turkish

We're truthful.

Biz dürüstüz.

You're truthful.

Sen dürüstsün.

I'm truthful.

Ben dürüstüm.

- Tom may be truthful.
- Tom might be truthful.

Tom doğru olabilir.

Were you truthful?

Sen dürüst müydün?

Tom was truthful.

Tom doğru sözlüydü.

We were truthful.

Biz dürüsttük.

Tom is truthful.

Tom doğru sözlü.

I was truthful.

Ben dürüsttüm.

- I should've been truthful.
- I should have been truthful.

Ben dürüst olmalıydım.

- Tom should've been truthful.
- Tom should have been truthful.

Tom doğru sözlü olmalıydı.

- You're honest.
- You're truthful.

Sen dürüstsün.

Tom wasn't very truthful.

Tom çok doğru sözlü değildi.

- I think Tom is truthful.
- I think that Tom is truthful.

Tom'un doğru olduğunu düşünüyorum.

- Tom is likely to be truthful.
- Tom will likely be truthful.

Tom muhtemelen doğru sözlü olacak.

Peter is a truthful man.

Peter dürüst bir adam

Tom isn't a truthful person.

Tom doğru bir insan değildir.

Tom was truthful, I think.

Tom dürüsttü, sanırırm.

I hope Tom is truthful.

Umarım Tom doğru sözlüdür.

Tom will probably be truthful.

Tom muhtemelen dürüst olacak.

Tom won't likely be truthful.

Tom muhtemelen doğru sözlü olmayacak.

Tom has to be truthful.

Tom doğru sözlü olmalı.

Sami wasn't a truthful person.

Sami doğrucu bir insan değildi.

- Tom was honest.
- Tom was truthful.

Tom dürüsttü.

I don't think he is truthful.

Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.

- Tom wasn't honest.
- Tom wasn't truthful.

Tom açık sözlü değildi.

I was trying to be truthful.

Doğrucu olmaya çalışıyordum.

- I don't think Tom is being truthful.
- I don't think that Tom is being truthful.

Tom'un doğru sözlü olduğunu sanmıyorum.

- I don't think Tom was being truthful.
- I don't think that Tom was being truthful.

Tom'un dürüst olduğunu düşünmüyorum.

- Tom told me that he thought Mary was being truthful.
- Tom told me he thought Mary was being truthful.
- Tom told me he thought that Mary was being truthful.
- Tom told me that he thought that Mary was being truthful.

Tom bana Mary'nin dürüst olduğunu düşündüğünü söyledi.

She brought up her children to be truthful.

Çocuklarını dürüst yetiştirdi.

Some of what you said didn't sound truthful.

Söylediğin şeylerden bazıları doğru gibi gelmedi.

- Tom could be correct.
- Tom may be truthful.

Tom doğru olabilir.

I want to be as truthful as possible.

Mümkün olduğu kadar doğru olmak istiyorum.

- Are you telling the truth?
- Are you being truthful?

- Samimi misin?
- Doğruları mı söylüyorsun?

To be truthful, this matter doesn't concern her at all.

Gerçekçi olmak gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.

So as we reframe the problem in a more truthful way

Bu yüzden sorunu daha doğru bir şekilde yeniden çerçevelendirirken

- Tom is being truthful, isn't he?
- Tom is sincere, isn't he?

Tom gerçeğe uygun davranıyor, değil mi?

Don't expect me to be truthful when you keep lying to me so blatantly.

Bana göz göre göre yalan söylemeyi sürdürürken benden doğru sözlü olmamı bekleme.

Truthful speech is not elegant, and elegant speech is not truthful. Good words are not persuasive, and persuasive words are not good. The knowledgeable are not many, and the many are not knowledgeable.

Gerçeğe uygun konuşma şık değil, ve şık konuşma gerçeğe uygun değildir. İyi sözler ikna edici değil, ve ikna edici sözler iyi değildir.Bilgili olanlar çok değil, ve çok olanlar bilgili değildir.

- I don't think he is truthful.
- I don't think that's realistic.
- I don't think that that's realistic.

Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.