Translation of "Treaty" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Treaty" in a sentence and their turkish translations:

- The treaty was signed.
- The treaty has been signed.

Antlaşma imzalandı.

This treaty ensures peace.

Bu antlaşma barışı garantiye alır.

A treaty was signed.

Bir antlaşma imzalandı.

The treaty was signed.

Antlaşma imzalandı.

The treaty was approved.

Antlaşma kabul edildi.

The treaty was defeated.

Antlaşma iptal edildi.

Spain approved the treaty.

İspanya antlaşmayı onayladı.

The treaty obliges us.

Antlaşma bizi zorluyor.

The treaty made Texas independent.

Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.

They signed the peace treaty.

Onlar barış antlaşması imzaladı.

Many Americans opposed the treaty.

Birçok Amerikalı anlaşmaya karşı çıktı.

This treaty made a bold statement,

Antlaşma ''Dış uzayın keşfi ve kullanımı

The two countries negotiated a treaty.

İki ülke bir antlaşmayı görüştü.

The treaty was not a success.

Antlaşma bir başarı değildi.

One hundred nations ratified the treaty.

Yüz tane millet, anlaşmayı onayladı.

They would negotiate a peace treaty.

Barış antlaşması görüşmesi yapacaklardı.

He said the treaty was unfair.

- Antlaşmanın adaletsiz olduğunu söyledi.
- Anlaşmanın adil olmadığını söyledi.

The treaty is now a dead letter.

Antlaşma artık ölü bir evrak.

The two countries negotiated a peace treaty.

İki ülke bir barış antlaşması yaptı.

The peace treaty will be signed tomorrow.

Barış antlaşması yarın imzalanacak.

The spirit of the treaty was ignored.

Antlaşmanın ruhu göz ardı edildi.

The American Senate quickly approved the treaty.

Amerikan Senatosu hızla antlaşmayı onayladı.

The two sides signed a peace treaty.

Iki taraf bir barış antlaşması imzaladı.

Senator Hoar spoke strongly against the treaty.

Senatör Hoar şiddetle antlaşmaya karşı konuştu.

Attempts to negotiate a peace treaty failed.

Barış anlaşması görüşme girişimleri başarısız oldu.

What are the articles of the Lausanne Treaty?

Lozan antlaşmasının maddeleri nelerdir?

The treaty bans the use of chemical weapons.

Antlaşma, kimyasal silah kullanımını yasaklar.

The treaty bans atomic bombs and hydrogen bombs.

Antlaşma atom bombası ve hidrojen bombasını yasaklıyor.

He was glad the peace treaty was signed.

O, barış antlaşması imzalandığı için memnun oldu.

He was not completely satisfied with the treaty.

O, antlaşmadan tamamen memnun değildi.

Most people thought it was a good treaty.

Çoğu insan onun iyi bir anlaşma olduğunu düşündü.

The United States had a treaty with France.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Fransa ile bir anlaşması vardı.

France had signed a secret treaty with Spain.

Fransa İspanya ile gizli bir antlaşma imzaladı.

Grant asked the Senate to approve the treaty.

Grant Senato'dan anlaşmanın onaylanması istedi.

The Florida treaty was signed in February 1819.

1819 yılının Şubat ayında Florida antlaşması imzalandı.

Russia signed its own peace treaty with Germany.

Rusya Almanya ile kendi barış antlaşması imzaladı.

The treaty was signed on November 18, 1903.

18 Kasım 1903 tarihinde anlaşma imzalandı

This is the rough draft of the peace treaty.

Bu, barış anlaşmasının kaba taslağıdır.

They demanded a treaty that would punish Germany severely.

Onlar Almanya'yı sert bir biçimde cezalandıracak bir antlaşma talep ettiler.

He said the treaty must be approved as written.

O, antlaşma yazılı olarak onaylanmalı dedi.

The treaty gave the United States a canal zone.

Anlaşma, Amerika Birleşik Devletleri'ne bir kanal bölgesi verdi.

It seemed clear the Senate would reject the treaty.

Senatonun antlaşmayı reddedeceği açıkça görünüyordu.

The Senate accepted the treaty, and Polk signed it.

Senato antlaşmayı kabul etti ve Polk onu imzaladı.

More than one hundred nations have approved the treaty.

Yüzden fazla ulus antlaşmayı onayladı.

The United States had no commercial treaty with Britain.

Amerika Birleşik Devletleri'nin İngiltere ile hiçbir ticari bir anlaşması yoktu.

The treaty with Texas was signed April twelfth, 1844.

Texas'la anlaşma 12 Nisan 1844'te imzalandı.

After months of negotiations, the peace treaty was completed.

Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.

The treaty has been concluded after many twists and turns.

Birçok karışıklıktan sonra, antlaşma sonuçlandırıldı.

Many countries have signed a treaty to eliminate nuclear weapons.

Birçok ülke nükleer silahları ortadan kaldırmak için bir antlaşma imzaladı.

The treaty did not ban nuclear tests under the ground.

Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.

The United States had a treaty of friendship with Mexico.

Amerika Birleşik Devletleri'nin Meksika ile bir dostluk antlaşması vardı.

The Sioux tribe asked the government to enforce the treaty.

Sioux kabilesi hükümetin anlaşmayı uygulamasını istedi.

The crisis led to the 1968 Nuclear Non-Proliferation Treaty.

Kriz 1968 Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına yol açtı.

The Senate acted quickly to approve the treaty with Britain.

İngiltere ile anlaşmayı onaylamak için Senato hızlı davrandı.

In 1978 a peace treaty was concluded between Japan and China.

1978 yılında Japonya ve Çin arasında bir barış antlaşmasına varıldı.

I hope this treaty will contribute to peace in the world.

Bu antlaşmanın dünya barışına katkı sağlayacağını umuyorum.

The spokesman explained the contents of the treaty to the press.

- Sözcü, anlaşmanın içeriğini basına açıkladı.
- Sözcü, anlaşmanın muhtevasını basına açıkladı.

When two countries end a war, they sign a peace treaty.

İki ülke savaş sona erdiğinde bir barış antlaşması imzalarlar.

Many nations had signed the treaty in 1997 in Kyoto, Japan.

Birçok ülke Kyoto, Japonya'da 1997 yılında antlaşma imzaladı.

A few years later, the treaty was put to a test.

Birkaç yıl sonra, anlaşma test edildi.

Britain was in no hurry to agree on a peace treaty.

Bir barış anlaşması üzerinde anlaşmak için İngiltere'nin hiç acelesi yoktu.

The next step was to negotiate terms of a peace treaty.

Bir sonraki adım barış anlaşmasının koşullarını görüşmekti.

The Sioux had signed a treaty with the government in 1868.

Sioux 1868 yılında hükümet ile bir antlaşma imzaladı.

- Tom has welshed on the agreement.
- Tom has violated the treaty.

Tom anlaşma şartlarına uymadı.

Following the peace treaty of Tilsit,  Davout became governor-general of the  

Tilsit'in barış anlaşmasının ardından Davout

The Rhineland was made a demilitarised zone by the Treaty of Versailles.

Rheinland, Versailles Antlaşması ile demilitarize bir bölge haline getirildi.

They start marching to Ankara for the Treaty of Sèvres to be signed.

Sevr Antlaşması’nı imzalatmak için Ankara’ya doğru yürüyüşe geçiyorlar.

In addition, the treaty freed up Ottoman troops that were sent to subjugate

Bunun yanısıra bu anlaşma

The U.S. is calling for an arms embargo against violators of the treaty.

ABD anlaşmayı ihlal edenlere karşı bir silah ambargosu çağrısında bulunuyor.

The Treaty of Stettin of 1570 ended the war between Sweden and Denmark.

1570 tarihli Stettin Antlaşması, İsveç ile Danimarka arasındaki savaşı sona erdirdi.

Milica accepted, giving her daughter’s hand in marriage to Bayezid, to officialise the treaty.

Milica, teklifi kabul etti ve anlaşmayı resmileştirmek için kızını Bayazid ile evlendirmeyi kabul etti.

He worked for a time for papacy in Rome from the end of this treaty

Bu antlaşmadan sona Roma'da papalık için bir süre çalıştı

Considering the Ottoman raid to be a violation of the treaty he has with Sultan Mehmed , Vlad

Osmanlı baskınından sonra Sultan 2.Mehmed ile yapmış olduğu