Translation of "Trailer" in Turkish

0.302 sec.

Examples of using "Trailer" in a sentence and their turkish translations:

I have a trailer.

Bir fragmanım var.

Sami entered Layla's trailer.

- Sami, Leyla'nın römorkuna girdi.
- Sami, Leyla'nın karavanına girdi.

I'll be in my trailer.

Ben treylerimde olacağım.

Everyone is inside Tom's trailer.

Herkes Tom'un treylerinin içinde.

Mary lives in a trailer.

Mary bir karavanda yaşıyor.

Fadil lived in a trailer.

- Fadıl bir römorkta yaşıyordu.
- Fadıl bir treylerde yaşıyordu.

Tom lived in a trailer.

Tom römorkta yaşıyordu.

Tom lives in a trailer.

Tom bir karavanda yaşıyor.

Have you seen the trailer?

Fragmanı izledin mi?

The trailer goes with the car.

Römork arabayla gider.

He lives in a trailer park.

Karavan kampında yaşıyor.

She lives in a trailer park.

O bir karavan parkında yaşıyor.

Tom lives in a trailer park.

Tom bir karavan parkında yaşıyor.

Sami lived in a trailer park.

Sami bir karavan parkında yaşıyordu.

Sami sold his trailer to Layla.

Sami, karavanını Leyla'ya sattı.

He attached the trailer to his car.

O, römorku arabasına taktı.

Tom's parents live in an old trailer.

Tom'un ebeveynleri eski bir römorkta yaşıyor.

I used to live in a trailer.

Ben bir römorkta yaşardım.

Tom hitched the trailer to his car.

Tom fragmanı arabasına bağladı.

Sami got back to the trailer park.

Sami karavan parkına döndü.

Sami went back to the trailer park.

Sami karavan parkına geri döndü.

Sami's trailer was destroyed by a hurricane.

Sami'nin römorku bir kasırga tarafından tahrip edildi.

Sami sold Layla's trailer and moved away.

Sami, Leyla'nın römorkunu satıp uzaklaştı.

Tom and Mary live in a trailer.

Tom ve Mary bir karavanda yaşıyorlar.

We bought ourselves a 27 foot travel trailer.

Biz kendimize 8 metrelik bir seyahat treyleri aldık.

The first trailer of the movie is out.

Filmin ilk fragmanı yayınlandı.

- I thought you used to live in a trailer.
- I thought that you used to live in a trailer.

Bir treylerde yaşadığını düşündüm.

Tom came to live with Mary in the trailer.

Tom, Mary ile karavanda yaşamak için geldi.

- I thought you were used to living in a trailer.
- I thought that you were used to living in a trailer.

- Bir treylerde yaşamaya alışkın olduğunuzu düşünüyordum.
- Bir karavanda yaşamaya alıştığınızı düşünüyordum.

The horse did not want to get into the trailer.

At römork içine girmek istemedi.

The horse did not want to even approach the trailer.

At, römorka bile yaklaşmak istemedi.

Sami was found dead on the kitchen floor of his trailer.

Sami karavanın mutfak zemininde ölü bulundu.

- Tom lives in a RV.
- Tom lives in an RV.
- Tom lives in a trailer.

Tom bir karavanda yaşıyor.