Examples of using "Tomorrow's" in a sentence and their turkish translations:
Yarın çöp günü.
Yarın Cumartesi. Pazar.
Yarın çamaşır günü.
Yarın iyi değil.
O gün yarın.
Bugün yarının dünüdür.
Yarın senin izin günün.
- Yarın yeni bir gündür.
- Yarın yeni bir gün.
Bugünün dostları yarının düşmanlarıdır.
Dünün ahlak bozuklukları yarının adetleridir.
Açıkçası yarın biraz meşgul.
Yarın pazar.
Bugünün domuzları yarının jambonlarıdır.
Yarınki program hakkında konuşalım.
Yarın maaş günü.
Yarın büyük bir gün olacak.
Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.
Yarınki dersler için hazırlık yapmalısın.
Yarınki toplantıya gelir misin?
Yarınki toplantıyı iptal etmek istiyorum.
Tom yarınki oyunda oynamayacak.
Tom bana yarın ki toplantıda olacağını söyledi.
Yarın benim doğum günüm.
Yarınki kahvaltı ekmek ya da pilav mı olacak?
Yarın büyük bir gün olacak.
Yarın başka bir gündür.
Yarınki sınav hakkında gergin olmamalısın.
Tom'un yarınki testi geçmeyeceğinden eminim.
Yarınki toplantıdan Tom'a bahsettin mi?
Yarın pazartesi olduğu için Ken muhtemelen gelecek.
- Bugünün kuramsal matematiği yarının uygulamalı matematiğidir.
- Bugünün nazari matematiği yarının tatbikî matematiğidir.
Yarın tatil.
Yarınki sınav için çalışıyor olmalıyım.
Yarınki giysi provası saat birde başlar.
İyimser "Yarın yeni bir gündür" diyor.
Yarınki ders için ne hazırlayacağım?
Tom yarınki toplantıya katılacağını söyledi.
Tom yarınki dersler için hazırlanıyor gibi görünüyor.
Yarınki hava güneşli ve nadiren yağışlı olmalı.
Yarınki testte iyi yapmak istiyorum.
Yarınki havanın iyi olacağını düşünüyor musun?
Yarınki festivallerden önce daha iyi hissedeceğini umuyorum.
Yarınki Fransızca sınavı için çalışmak zorundayım.
Öf, yarınki test için çalışmak zorundayım.
Yarının Fransızca sınavı için ders çalışmam lazım.
Yarınki derslere hazırlanıyor galiba.
Yarınki hava nasıl olacak?
Yarın benim izin günüm.
Çok geç saatlere kadar ayakta kalma. Yarın okul günü.
Yarın senin tatil günün.
Yarın pazar.
- Yarın yeni bir gündür.
- Yarın yeni bir gün.
Biz yarınki toplantıda o sorunu tartışmayı planlıyoruz.
Tom’a yarınki toplantıdan bahsetmeyi neredeyse unutuyordum.
Yarınki toplantıda bulunman gerektiğini sanmıyorum.
Neredeyse tanıdığım herkes yarınki konsere gitmek istiyor.
Yarın benim izin günüm ve evde uyumayı planlıyorum.
Tom yarının programı hakkında seninle konuşmak istiyor.
Yarının toplantının bir saatten fazla süreceği ihtimali yok.
Yarınki toplantının nerede olacağını biliyor musun?
Programda problem olduğu için yarının toplantısını iptal etmek zorunda kaldık.
Yarınki toplantıya katılabilip katılamayacağımı bilmiyorum.
Tom sana bunun dışında söylemedikçe, yarınki toplantıda olmalısın.
Yarın tatil, bu yüzden erken kalkmak zorunda değilim.
Tom bunu kabul etmek istemiyor ama o yarınki dans hakkında heyecanlı.
Yarın tatil.
Biz Tom'a başka bir şey söylemedikçe, o yarınki toplantıda olmayı planlıyor.
Yarın yoğun bir gün olacak.
Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.
Yarın tatil.
Yarınki toplantıda ne tartışılacağı hakkında bir şey duyup duymadığını bilmek istiyordum.
Yarın hava nasıl olacak?