Examples of using "The nation" in a sentence and their turkish translations:
Ulus büyüyordu.
Millet kutuplaşmış durumda.
Millet varlığı sona erdi.
Ulus barış halindeydi.
Ulus son zamanlarda bağımsızlığını ilan etti.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Enes Doğan milletçe alkışlıyoruz demiş
- Hayatını milleti için verdi.
- Millet için hayatını feda etti.
Milletin daha fazla ve daha iyi öğretmenlere ihtiyacı var.
Tom, milletin bir kahramanıdır.
Yaklaşık 14.000 pars ülkede başıboş şekilde dolaşıyor,
Başkan TV'de ulusa seslendi.
Başkan ulusa sesleniş konuşması yaptı.
Bir bayrak, milletin bir sembolüdür.
Millet kralın ölümünün yasını tuttu.
Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
Jefferson milletin emin ellerde olduğuna inanıyordu.
O kriz milleti ikiye bölünmekle tehdit etti.
Ülke 1962'de Hindistan'la diplomatik ilişkiler kurdu.
Ulusun refahı hükümetin sorumluluğudur.
Mezgit avcılığı ülkedeki en büyük balık avcılığıdır,
Bir bütün olarak ulus, siyasi reformun lehinde.
Cezayir, halkı korona virüsünden korumak için okulları kapattı.
Ulus, Vietnam'daki savaş yüzünden acı bir şekilde bölünmüştü, Siyah Amerikalılar hala
Bir bayrak, ulusun bir sembolüdür.
Trakya ve Anadolu'daki ulusal örgütleri birleştirmeye ve ulusun sesini bütün gürlüğüyle dünyaya duyuracak güvenilir bir yer olan Sivas'ta birleşik ve güçlü bir kurul toplamaya karar verilmiştir.