Translation of "Rusty" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Rusty" in a sentence and their turkish translations:

I'm pretty rusty.

Oldukça hamlamışım.

I'm a little rusty.

Biraz hamlamışım.

He's a little rusty.

O biraz hamlamış.

I'm a bit rusty.

Ben biraz hamlamışım.

My French is rusty.

Fransızcam körelmiş.

The hinges are rusty.

Menteşeler paslı.

My French is getting rusty.

Fransızcam köreliyor.

The frying pan is rusty.

Kızartma tavası paslı.

Tom is a little rusty.

Tom biraz paslanmış.

My French is a little rusty.

Fransızcam biraz körelmiş.

I may be a little rusty.

Biraz hamlamış olabilirim.

My French is pretty rusty, too.

Benim Fransızcam da oldukça köreldi.

My math is a little rusty.

Benim matematik biraz paslanmış.

Tom hurt himself on a rusty nail.

Tom paslı çiviyle kendini yaraladı.

Tom cut his hand with a rusty knife.

Tom paslı bir bıçakla elini kesti.

Knowledge gets rusty if you don't use it.

- Bilgi, kullanılmazsa körelir.
- Bilgini kullanmazsan körelir.

He met his end in a rusty bear trap.

Son nefesini paslanmış bir ayı kapanında verdi.

Tom hacked Mary's leg off with a rusty machete.

Tom paslı bir pala ile Mary'nin bacağını kesti.

I found an old rusty key in that room.

O odada eski bir paslı anahtar buldum.

Or we go into all of that rusty scrap pile.

Ya da o paslı hurda yığınının içine gireceğiz.

Mars is red because of rusty iron in the ground.

Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

You get rusty if you haven't spoken English for a long time.

Eğer uzun süre İngilizce konuşmadıysan, körelirsin.

The nuclear holocaust scenario is just old propaganda. Arsenals are limited and rusty.

Nükleer soykırım senaryosu sadece eski propagandadır. Silah depoları sınırlı ve paslı.

We'd have to be extra careful because there's loads of exposed metal, that's both sharp and rusty.

Aşırı dikkatli olmalıyız, çünkü sivri ve paslı olan çok fazla metal bulunuyor.