Translation of "Roommate" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Roommate" in a sentence and their turkish translations:

I'm Tom's roommate.

Ben Tom'un oda arkadaşıyım.

I'm your roommate.

Oda arkadaşınım.

Who's your roommate?

Oda arkadaşın kim?

Tom was John's roommate.

Tom John'ın oda arkadaşı idi.

I'm Paul, your roommate.

- Ben oda arkadaşın Paul'üm.
- Ben Paul, senin oda arkadaşın.

My roommate is here.

Oda arkadaşım burada.

I know your roommate.

Oda arkadaşını tanıyorum.

I hate my roommate.

Oda arkadaşımdan nefret ediyorum.

I'm your new roommate.

- Ben senin yeni oda arkadaşınım.
- Ben sizin yeni oda arkadaşınızım.

I'll be your roommate.

Senin oda arkadaşın olacağım.

My roommate is crazy.

Benim oda arkadaşım deli.

Tom is my roommate.

Tom benim oda arkadaşım.

Tom was my roommate.

Tom oda arkadaşımdı.

Tom became John's roommate.

Tom John'un oda arkadaşı oldu.

Is that your roommate?

O senin oda arkadaşın mı?

I was Tom's roommate.

Ben Tom'un oda arkadaşıydım.

Zeynep is my roommate.

Zeynep, ev arkadaşım.

- I'm your flatmate Paul.
- I'm Paul, your roommate.
- I'm your roommate Paul.

Ben senin oda arkadaşın Paul'üm.

Has my roommate been decided?

Oda arkadaşıma karar verildi mi?

My roommate is too talkative.

Oda arkadaşım çok gevezedir.

Tom spied on his roommate.

Tom oda arkadaşını gizlice gözetledi.

My roommate is learning Chinese.

Oda arkadaşım Çince öğreniyor.

My roommate is so disgusting.

Oda arkadaşım çok iğrenç.

She found a new roommate.

O, yeni bir oda arkadaşı buldu.

Tom is a terrible roommate.

Tom çok kötü bir oda arkadaşı.

I live with my roommate.

Ev arkadaşımla birlikte yaşıyorum.

My roommate is studying Chinese.

Oda arkadaşım Çince okuyor.

I can't stand my roommate.

Ev arkadaşıma tahammül edemem.

Tom is John's former roommate.

Tom, John'un eski oda arkadaşı.

Tom lives with a roommate.

Tom oda arkadaşıyla yaşıyor.

Tom was a good roommate.

Tom iyi bir oda arkadaşıydı.

Tom is my new roommate.

Tom yeni oda arkadaşım.

- Tom said you're a terrible roommate.
- Tom said that you're a terrible roommate.

Tom senin berbat bir oda arkadaşı olduğunu söyledi.

My roommate complained about the noise.

Oda arkadaşım gürültüden yakındı.

Maybe you could be my roommate.

Belki oda arkadaşım olabilirsin.

Tom used to be my roommate.

Tom benim oda arkadaşımdı.

Tom is my old college roommate.

Tom kolejdeki eski oda arkadaşım.

Do you really need a roommate?

Gerçekten bir oda arkadaşına ihtiyacın var mı?

Tom was John's roommate in college.

Tom üniversitede John'un oda arkadaşıydı.

Tom was my roommate in college.

Tom üniversitede oda arkadaşımdı.

Tom was my roommate last year.

Tom geçen yıl oda arkadaşımdı.

Tom is a really bad roommate.

Tom gerçekten kötü bir oda arkadaşıdır.

Tom stole money from his roommate.

Tom oda arkadaşından para çaldı.

Tom introduced me to his roommate.

Tom beni oda arkadaşıyla tanıştırdı.

Mary introduced me to her roommate.

Mary beni oda arkadaşına tanıttı.

Tom knew Mary had a roommate.

Tom Mary'nin bir oda arkadaşı olduğunu biliyordu.

- I didn't know you had a roommate.
- I didn't know that you had a roommate.

Bir oda arkadaşının olduğunu bilmiyordum.

Was he a roommate with Ekrem İmamoğlu?

Ekrem İmamoğlu ile ev arkadaşı mıydı?

Her roommate didn't know where she was.

Oda arkadaşı onun nerede olduğunu bilmiyordu.

I wouldn't want to be Tom's roommate.

Tom'un oda arkadaşı olmak istemem.

Tom asked his roommate to call 911.

- Tom oda arkadaşından 911'i aramasını istedi.
- Tom oda arkadaşından polisi aramasını istedi.

Tom is the best roommate I've ever had.

Tom şimdiye kadar sahip olduğum en iyi oda arkadaşı.

Tom was my younger brother's roommate in college.

Tom kolejde küçük erkek kardeşimin oda arkadaşıydı.

What do you think of your new roommate?

Yeni oda arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?

I found out that Tom doesn't like his roommate.

Tom'un oda arkadaşını sevmediğini keşfetttim.

My roommate is in Mexico. You should come over.

Oda arkadaşım Meksika'da. Uğramalısın.

Tom's roommate often leaves dirty dishes in the sink.

Tom'un oda arkadaşı kirli bulaşıkları sık sık lavaboya bırakır.

Sami was charged with the murder of his roommate.

Sami oda arkadaşını öldürmekle suçlandı.

- I wish I had a roommate to hang out with.
- I wish that I had a roommate to hang out with.

Keşke takılmak için bir oda arkadaşım olsa.

I'm having trouble with my roommate. He eats all my food.

Ben oda arkadaşım ile sorun yaşıyorum. O bütün yiyeceğimi yiyor.

I have a problem with my roommate. He eats all my food.

Oda arkadaşımla bir sorunum var. O benim bütün yemeğimi yiyor.

Tom can't afford this place by himself. That's why he has a roommate.

Tom'un tek başına bu yere gücü yetmez. Onun bir oda arkadaşının olmasının nedeni budur.

My roommate, who can't hold his liquor, came home after the party and barfed all over my new shoes!

Hemen sarhoş olan oda arkadaşım partiden sonra eve geldi ve tüm yeni ayakkabılarımın üstüne kustu.

My roommate is prodigal when it comes to spending money on movies; he buys them the day they're released, regardless of price.

Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.

My roommate is 20 years old, and didn't know what a clitoris was until a few weeks ago. He thinks that his lack of knowledge is self-explanatory because he is gay, but I don't buy it. I think it just goes to show how shitty the public education system is here.

Oda arkadaşım yirmi yaşında ve ben bir hafta öncesine kadar bir klitorisin ne olduğunu bilmiyordum. O, onun bilgi eksikliğinin onun bir gey olmasından dolayı aşikar olduğunu düşünüyor, fakat bana sökmez. Sanırım bu burada halk eğitim sisteminin ne kadar boktan olduğunu göstermeye yeter.