Examples of using "Roommate" in a sentence and their turkish translations:
Ben Tom'un oda arkadaşıyım.
Oda arkadaşınım.
Oda arkadaşın kim?
Tom John'ın oda arkadaşı idi.
- Ben oda arkadaşın Paul'üm.
- Ben Paul, senin oda arkadaşın.
Oda arkadaşım burada.
Oda arkadaşını tanıyorum.
Oda arkadaşımdan nefret ediyorum.
- Ben senin yeni oda arkadaşınım.
- Ben sizin yeni oda arkadaşınızım.
Senin oda arkadaşın olacağım.
Benim oda arkadaşım deli.
Tom benim oda arkadaşım.
Tom oda arkadaşımdı.
Tom John'un oda arkadaşı oldu.
O senin oda arkadaşın mı?
Ben Tom'un oda arkadaşıydım.
Zeynep, ev arkadaşım.
Ben senin oda arkadaşın Paul'üm.
Oda arkadaşıma karar verildi mi?
Oda arkadaşım çok gevezedir.
Tom oda arkadaşını gizlice gözetledi.
Oda arkadaşım Çince öğreniyor.
Oda arkadaşım çok iğrenç.
O, yeni bir oda arkadaşı buldu.
Tom çok kötü bir oda arkadaşı.
Ev arkadaşımla birlikte yaşıyorum.
Oda arkadaşım Çince okuyor.
Ev arkadaşıma tahammül edemem.
Tom, John'un eski oda arkadaşı.
Tom oda arkadaşıyla yaşıyor.
Tom iyi bir oda arkadaşıydı.
Tom yeni oda arkadaşım.
Tom senin berbat bir oda arkadaşı olduğunu söyledi.
Oda arkadaşım gürültüden yakındı.
Belki oda arkadaşım olabilirsin.
Tom benim oda arkadaşımdı.
Tom kolejdeki eski oda arkadaşım.
Gerçekten bir oda arkadaşına ihtiyacın var mı?
Tom üniversitede John'un oda arkadaşıydı.
Tom üniversitede oda arkadaşımdı.
Tom geçen yıl oda arkadaşımdı.
Tom gerçekten kötü bir oda arkadaşıdır.
Tom oda arkadaşından para çaldı.
Tom beni oda arkadaşıyla tanıştırdı.
Mary beni oda arkadaşına tanıttı.
Tom Mary'nin bir oda arkadaşı olduğunu biliyordu.
Bir oda arkadaşının olduğunu bilmiyordum.
Ekrem İmamoğlu ile ev arkadaşı mıydı?
Oda arkadaşı onun nerede olduğunu bilmiyordu.
Tom'un oda arkadaşı olmak istemem.
- Tom oda arkadaşından 911'i aramasını istedi.
- Tom oda arkadaşından polisi aramasını istedi.
Tom şimdiye kadar sahip olduğum en iyi oda arkadaşı.
Tom kolejde küçük erkek kardeşimin oda arkadaşıydı.
Yeni oda arkadaşın hakkında ne düşünüyorsun?
Tom'un oda arkadaşını sevmediğini keşfetttim.
Oda arkadaşım Meksika'da. Uğramalısın.
Tom'un oda arkadaşı kirli bulaşıkları sık sık lavaboya bırakır.
Sami oda arkadaşını öldürmekle suçlandı.
Keşke takılmak için bir oda arkadaşım olsa.
Ben oda arkadaşım ile sorun yaşıyorum. O bütün yiyeceğimi yiyor.
Oda arkadaşımla bir sorunum var. O benim bütün yemeğimi yiyor.
Tom'un tek başına bu yere gücü yetmez. Onun bir oda arkadaşının olmasının nedeni budur.
Hemen sarhoş olan oda arkadaşım partiden sonra eve geldi ve tüm yeni ayakkabılarımın üstüne kustu.
Oda arkadaşım, filmlere para harcama söz konusu olduğunda, müsriftir; o fiyatı ne olursa olsun, onları piyasaya çıktığı gün alıyor.
Oda arkadaşım yirmi yaşında ve ben bir hafta öncesine kadar bir klitorisin ne olduğunu bilmiyordum. O, onun bilgi eksikliğinin onun bir gey olmasından dolayı aşikar olduğunu düşünüyor, fakat bana sökmez. Sanırım bu burada halk eğitim sisteminin ne kadar boktan olduğunu göstermeye yeter.