Translation of "Richer" in Turkish

I'm richer than you.

Ben senden daha zenginim.

- I know you're richer than me.
- I know that you're richer than I am.
- I know that you're richer than me.
- I know you're richer than I am.

Benden daha zengin olduğunu biliyorum.

Actually they're richer than us.

Aslında onlar bizden daha zenginler.

He isn't richer than me.

O benden daha zengin değildir.

Tom isn't richer than me.

Tom benden daha zengin değil.

The rich are getting richer.

Zengin daha da zenginleşiyor.

Is Tom richer than Mary?

Tom Mary'den zengin mi?

Tom is richer than Mary.

Tom Mary'den daha zengin.

We have never been richer.

Biz hiç daha zengin olmadık.

- Tom is way richer than I am.
- Tom is way richer than me.

Tom benden çok daha zengin.

- I know that you're richer than I am.
- I know that you're richer than me.
- I know you're richer than I am.

Benden daha zengin olduğunu biliyorum.

- Tom is richer than you think he is.
- Tom is richer than you think.

Tom olduğunu düşündüğünden daha zengin.

Tom is richer than I am.

Tom benden daha zengin.

Tom is richer than you think.

- Tom senin sandığından daha zengindir.
- Tom düşündüğünden daha zengin.

Tom is way richer than me.

Tom benden çok daha zengin.

Tom is richer than he seems.

Tom göründüğünden daha zengindir.

Tom's aunt is richer than mine.

Tom'un teyzesi benimkinden daha zengin.

Tom's friends are richer than mine.

Tom'un arkadaşları benimkinden daha zengin.

Japan is much richer than Algeria.

Japonya Cezayir'den çok daha zengin.

- Tom is richer than anybody else in town.
- Tom is richer than anyone else in town.

Tom kasabadaki başka birinden daha zengin.

I'm pretty sure Tom's richer than Mary.

Tom'un Mary'den daha zengin olduğuna oldukça eminim.

Tom is richer than anyone else here.

Tom buradaki herkesten daha zengin.

Tom is richer than you might think.

Tom düşünebileceğinden daha zengin.

She dumped him for a richer man.

O, onu daha zengin bir adam için terk etti.

Tom is richer than most of you.

Tom çoğunuzdan daha zengindir.

Tom has richer friends than I do.

Tom'un benden daha zengin arkadaşları var.

Tom is richer than Mary, isn't he?

Tom, Mary'den daha zengin, değil mi?

The richer he became, the more he wanted.

O, ne kadar çok istediyse o kadar çok zengin oldu.

He is richer than anybody else in town.

Şehirdeki diğer herkesten daha zengin.

It's easier for the rich to get richer.

Zenginlerin daha zengin olması daha kolaydır.

Tom is way richer than me, isn't he?

Tom benden çok daha zengin, değil mi?

Because rich capitalists like me have never been richer.

çünkü benim gibi zengin kapitalistler hiç daha zengin olmamıştı.

He is richer than anyone else in the town.

Kasabadaki herkesten daha zengindir.

He is richer than anyone else in this town.

O bu şehirdeki başka herkesten daha zengindir.

The rich grow richer and the poor grow poorer.

Zenginler daha zengin; fakirler ise daha fakir oluyor.

Tom is quite a bit richer than I am.

Tom benden oldukça daha zengin.

Tom might be richer than we thought he was.

Tom olduğunu düşündüğümüzden daha zengin olabilir.

The rich get richer and the poor get poorer.

Zenginler daha zenginleşiyor; fakirler ise daha fakir oluyor.

The richer they got, the more confident they became.

Zenginleştikçe, kendilerine güvenleri arttı.

The poor get poorer, and the rich get richer.

Fakirler daha fakir olur ve zenginler daha zengin olur.

Tom is richer than you probably think he is.

Tom muhtemelen senin olduğunu düşündüğünden daha zengin.

Sami is richer than you probably think he is.

Sami muhtemelen senin sandığından daha zengindir.

He is richer than anyone else in this town is.

O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin.

As the world becomes economically richer, it becomes environmentally poorer.

Dünya ekonomik olarak zenginleştikçe çevresel olarak daha fakir hale geliyor.

The poor don't get richer when the rich get poorer.

Fakirler zenginleşmez zeginler fakirleştiğinde.

Tom might even be richer than we thought he was.

Tom düşündüğümüzden daha da zengin olabilir.

Tom is much richer than most people think he is.

Tom, çoğu insanın olduğunu düşündüğünden çok daha zengin.

Tom wants us to think he's richer than he really is.

Tom gerçekte olduğundan daha zengin olduğunu düşünmemizi istiyor.

The rich are getting richer and the poor are getting poorer.

Zenginler zenginleşiyor ve fakirler fakirleşiyor.

We have a family we visited in the richer end, the Howards.

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

I think you're a lot richer than most people think you are.

Sanırım birçok insanın olduğunu düşündüğünden çok daha zenginsin.

Mary is 21 years younger than Tom, but Tom is 22 times richer than Mary.

Mary, Tom'dan 21 yaş daha gençtir ama Tom, Mary'den 22 kat daha zengindir.

Is the richest country in the European Union richer than the richest state in the United States?

Avrupa Birliği'nin en zengin ülkesi, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en zengin eyaletten daha mı zengindir?