Examples of using "Reputation " in a sentence and their turkish translations:
Senin şöhretin iyidir.
Tom'un itibarı kusursuz.
- Sizin itibarınız önde gelir.
- Şöhretiniz sizden öndedir.
Fadıl'ın şöhreti yok oldu.
Sami, Leyla'nın şöhretini yok etti.
Sami, Leyla'nın şöhretini zedeledi.
- Sami, Leyla'nın itibarını zedeledi.
- Sami, Leyla'nın itibarına hasar verdi.
- Sami, Leyla'nın itibarına zarar verdi.
- Kaza onun şöhretine zarar verdi.
- Bu olay onun ününü zedeledi.
- Dedikodu onun ününü rencide etti.
- Dedikodu namına zarar verir.
O iyi bir ünü hak ediyor.
Onun kötü bir ünü var.
O iyi bir üne sahiptir.
Tom kötü bir üne sahip.
Onun iyi bir saygınlığı var.
Tom'un iyi bir itibarı var.
İyi bir ünün var.
Şöhreti tehlikedeydi.
Tom dindar bir üne sahipti.
Onun kötü bir ünü var.
İtibarım tehlikede.
Benim itibarım yıkıldı.
Tom'un çok kötü bir itibarı var.
Tom kötü bir üne sahiptir.
Tom'un şöhreti tam olarak bozulmuş değildir.
- Tom itibarını zedeliyor.
- Tom kendi ününe zarar veriyor.
Birinin ününü sürdürmek zordur.
O skandal onun şöhretine mal oldu.
O dürüstlük biçiminde bir üne sahiptir.
Sen ünlü bir şeye sahipsin.
Profesörümüz iyi bir üne sahiptir.
Tom, dürüstlüğüyle nam salmıştı.
- Şöhretim umurumda değil.
- İtibarım umurumda değil.
Ben sadece senin itibarını düşünüyorum.
Tom itibarını savunmak zorunda kaldı.
- O firma iyi bir üne sahiptir.
- O firmanın iyi bir ünü var.
- O adam kötü bir üne sahiptir.
- O adamın kötü bir şöhreti var.
Bütün sahip olduğum şey itibarım.
Ben korumak için bir üne sahibim.
Eşek arıları şöhretlerinden daha iyidir.
Skandal şirketin itibarını zedeledi.
Şu çocuk epeyce bir üne sahip.
Fadıl'ın şiddet konusunda bir ünü vardı.
Tom şiddet konusunda bir üne sahiptir.
O dikkatsizlik için bir üne sahipti.
Sami, Leyla'nın itibarını yok etmek istedi.
O iyi bir üne sahip bir adam.
İtibarına çok dikkat eder.
O, ününü savunmak için umutsuzdu.
İtibarımı mahvetmeye mi çalışıyorsun?
O, düzenbazlığıyla kötü bir üne sahiptir.
Tom ününü çok önemser.
Fadil'ın playboy olarak ünü vardı.
Kaza onun şöhretinde bir leke bıraktı.
Onun üçüncü filmi ününü oldukça artırdı.
Öğrencilerinin yanında kötü bir ünü var.
Sahtekâr olma konusunda kötü bir üne sahiptir.
Jersey Shore, New Jersey'ye kötü bir ün verdi.
O onun itibarını incitmeyi göze alamaz.
O nereye giderse ünü onunla birlikte gider.
Tom her zaman geç kaldığı için bir üne sahiptir.
Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.
Tom şehrin civarında çok kötü bir üne sahiptir.
Bunun itibarımı mahvedeceğini gerçekten düşünüyor musun?
İyi bir çevrem, iyi bir itibarım vardı. İyi olacağımı
İtibar da tıpkı bunun gibi çok kuvvetli ekonomik güçtür değil mi?
dikkat ederek ve yüksek standartlarını karşılamayan subayları işten
Bunun gerçekten benim itibarımı yok edeceğini mi düşünüyorsun?
O, mükemmel şöhretiyle örnek alınacak bir kişidir.
Bir zampara olduğu için onun bir şöhreti var.
Tom bazı bölgelerde çok kötü bir üne sahip.
Maalesef onların her ikisininde kötü bir ünü var.
Başarılı konser turu bir şarkıcı olarak onun ününü kurdu.
Ününüze ulaşmak çok zor.
Nereye giderse gitsin iyi bir üne sahiptir.
Hollandalıların dillerde iyi olma konusunda itibarı vardır.
Tom nereye giderse gitsin iyi bir şöhrete sahiptir.
Salmonella salgınları ıspanak ithalatçılarının temiz fabrika çalıştırma itibarını lekeledi.
- Kaybedecek bir şöhretin yoksa,özgür bir şekilde yaşarsın.
- Kaybedecek bir itibarın yoksa; özgürce yaşarsın.
Tom kimsenin tavsiyesi asla dinlemeyen bir üne sahiptir.
Kötü ününe rağmen şu soruyu sormamız gerekiyor:
kendi adlarını ve şereflerini önemsiyor gibi görünen
Bu büyük kedi, insanlara saldırmasıyla kötü bir ün kazanmıştır.
Tom'un başka birinin bir şey söylemesine asla izin vermeyen bir ünü vardır.
- Tom işleri asla zamanında yaptırmayan bir üne sahip.
- Tom işleri asla zamanında yaptırmamakla ünlüdür.
Bayan Eichler öğrencilerine olan sertliğiyle bilinir.
Bu, otomobil üreticisinin itibarına karşı yeni bir darbedir.
Olağanüstü personel çalışmasıyla tanınması, hizmetlerinin yüksek talep görmesi anlamına geliyordu ve
Geç karar vermesiyle ünlüdür.
Eğer Tom'la partiye gidersen bu senin itibarını zarar verir.
O karar vermek için uzun bir zaman ayırdığından dolayı bir üne sahiptir.
Son yıllarda, bir asker olarak hizmet etmenin itibarı sürekli düşürüldü.
gelişmiş bir cephaneye sahip, kâbus gibi bir yaratıktır. Hızlı, agresif ve son derece zehirlidir
Bu süreçte organize ve kararlı bir komutan ve parlak bir taktikçi olarak ün kazandı.
Frank'in kötü bir çocuk olarak bir ünü vardı fakat büyüdüğünde unuttu.