Translation of "Racing" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Racing" in a sentence and their turkish translations:

- My mind was racing.
- My heart was racing.

Kalbim yarışıyordu.

Tom loves racing.

Tom yarışmayı sever.

Tom's pulse is racing.

Tom'un nabzı hızlı atıyor.

My mind was racing.

Kafamda kırk tilki dolaşıyordu.

My heart started racing.

Kalbim yarışa başladı.

Tom raises racing pigeons.

Tom yarış güvercini yetiştiriyor.

Her heart was racing.

Kalbi hızla çarpıyordu.

Sami's heart started racing.

Sami'nin kalbi hızla atmaya başladı.

Tom loves horse racing.

Tom at yarışını sever.

Racing cyclists shave their legs.

Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş ederler.

Tom also likes horse racing.

Tom da at yarışını sever.

What's your favorite racing game?

Gözde yarış oyunun nedir?

I enjoy watching dog racing.

Köpek yarışını izlemekten hoşlanırım.

Sami had a racing motorcycle.

Sami'nin yarış motosikleti vardı.

I don't know anything about racing.

Yarış hakkında bir şey bilmiyorum.

Mary came racing down the stairs.

Meryem apar topar merdivenlerden indi.

What did the racing driver say?

Otomobil yarışçısı ne dedi?

Street racing is dangerous and stupid.

Sokak yarışları tehlikeli ve aptalcadır.

Tom retired from racing in 2013.

Tom, 2013'te yarıştan emekli oldu.

I can't give you the racing heart,

Size kalp çarpıntısını,

Welcome to the world of drag racing.

- Kalkış yarışı dünyasına hoş geldiniz.
- Drag yarışı dünyasına hoş geldiniz.

Tom doesn't know a whole lot about racing.

Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.

Tom started racing at the age of thirteen.

Tom on üç yaşında yarışmaya başladı.

Pigeon racing is a sport that dates back almost 2,000 years.

Güvercin yarışı neredeyse 2000 yıl geriye uzanan bir spordur.

He knows better than to spend all his money on horse racing.

Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.

Hatoyama says that he supports his family by gambling on horse racing.

Hatoyama at yarışında kumar oynayarak ailesini desteklediğini söylüyor.

- Boats were racing last night.
- There was a boat race last night.

Tekneler dün gece yarışıyorlardı.

- Tom came racing down the stairs.
- Tom came running down the stairs.

Tom merdivenleri koşarak indi.

Have you recently experienced palpitations or felt like your heart was racing?

Son zamanlarda çarpıntı ya da kalbiniz küt küt atıyormuş gibi hissettiğiniz oluyor mu?

Mountain bike racing has caught on with young Japanese in the past few years.

Son yıllarda dağ bisikleti yarışları Japon gençleri arasında moda oldu.

Do you feel like you have any racing thoughts that you cannot get rid of?

Kafanızdan atamadığınız düşüncelerle uğraşıyormuş gibi hissediyor musunuz?

- Sometimes, I feel like a hamster racing on a wheel.
- Sometimes, I feel like a hamster running on a wheel.

Bazen kendimi tekerlek üzerinde yarışan bir hamster gibi hissediyorum.

- He watched the horse racing through his binoculars.
- He watched the horse race with his binoculars.
- He watched the horse race using his binoculars.

O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi.