Examples of using "Racing" in a sentence and their turkish translations:
Kalbim yarışıyordu.
Tom yarışmayı sever.
Tom'un nabzı hızlı atıyor.
Kafamda kırk tilki dolaşıyordu.
Kalbim yarışa başladı.
Tom yarış güvercini yetiştiriyor.
Kalbi hızla çarpıyordu.
Sami'nin kalbi hızla atmaya başladı.
Tom at yarışını sever.
Yarış bisikletçileri bacaklarını tıraş ederler.
Tom da at yarışını sever.
Gözde yarış oyunun nedir?
Köpek yarışını izlemekten hoşlanırım.
Sami'nin yarış motosikleti vardı.
Yarış hakkında bir şey bilmiyorum.
Meryem apar topar merdivenlerden indi.
Otomobil yarışçısı ne dedi?
Sokak yarışları tehlikeli ve aptalcadır.
Tom, 2013'te yarıştan emekli oldu.
Size kalp çarpıntısını,
- Kalkış yarışı dünyasına hoş geldiniz.
- Drag yarışı dünyasına hoş geldiniz.
Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.
Tom on üç yaşında yarışmaya başladı.
Güvercin yarışı neredeyse 2000 yıl geriye uzanan bir spordur.
Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
Hatoyama at yarışında kumar oynayarak ailesini desteklediğini söylüyor.
Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
Tom merdivenleri koşarak indi.
Son zamanlarda çarpıntı ya da kalbiniz küt küt atıyormuş gibi hissettiğiniz oluyor mu?
Son yıllarda dağ bisikleti yarışları Japon gençleri arasında moda oldu.
Kafanızdan atamadığınız düşüncelerle uğraşıyormuş gibi hissediyor musunuz?
Bazen kendimi tekerlek üzerinde yarışan bir hamster gibi hissediyorum.
O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi.