Examples of using "Pride" in a sentence and their turkish translations:
Gurur duymak -- gurur esastır.
- Gururunu bir kenara bırak!
- Gururunu ayaklar altına alma!
Gurur bir düşüşten önce gider.
Gurur bir düşmeden önce gelir.
...aslan sürüsünü bastırabilir.
O senin gurur konuşman.
Sen bizim gururumuzsun.
Benim gururum var.
Ben gururumu yuttum.
Tom gururunu yuttu.
Kibir insanoğlunun zayıflığıdır.
Gururuna ne oldu?
Gurur bir düşüşten önce gider.
Davranışı kibirinin göstergesidir.
İşini layıkıyla yap.
Fakat aynı zamanda, destek ve güç vermek
Fakat bu sürü pek başarılı değil.
Gücümüzle gurur duyduk.
Köpeğiyle gurur duydu.
Bu, ulusal bir gurur meselesi.
O işinden gurur duymaktadır.
Neyle gurur duyuyorsun?
Lütfen kendinizden daha fazla gurur duyun.
Gururumu yutmak zorunda kaldım.
Gururunu ayaklar altına alma.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
O, oğluyla gurur duyuyor.
Mary bir gurur duygusu hissetti.
Sami benim gurur ve neşemdir.
Onun gururu böyle hakaretlere tahammül etmesine izin vermedi.
onunla daha çok gurur duymuyoruz
Yaptığımla övünürüm.
İşçiler işleriyle gurur duydular.
O, görünüşüyle pek gurur duyuyor.
O, oğullarının başarısıyla gurur duyar.
Birçok anne-baba çocuklarıyla gurur duyuyor.
O, sınıfının gururudur.
İşinizle gurur duyuyor musunuz?
Yaşlı doktor işinde gurur duyuyor.
" Ehem!"diyerek Alice böbürlendi,gururla göğsünü kabarttı.
Onun gururu sorular sormasına izin vermez.
New York'un gururu onun müzeleridir.
Tüm ekip, çalışmalarıyla gurur duyar.
O zafer, ulusal bir gurur kaynağı oldu.
New York'un gururu, müzeleridir.
Sorun çözme yeteneklerim için kendimle gurur duyuyorum.
O, pul koleksiyonu ile gurur duyuyor.
Ama bunun altında, buraya gelebilmek için
Yeni park şehrin gururudur.
Onun gururu başkalarından yardım istemeyi önledi.
New York'un müzeleri şehrin gururudur.
Öyle kahramanlar birinin ülkesinin gururudur.
İşi onun için gurur kaynağıdır.
aynı şekilde, dilimizi ısırıp gururumuzu yutmayı öğrendik.
Kendi acemi sürüsünün yarattığı kargaşa dişi için avantaja dönüşüyor.
Onun gururu onun parayı almasına izin vermedi.
Bazen, birazcık gurur ihtiyacımız olan şeydir.
Kibrini bastırmalısın.
Tom gururunu yutmak ve yardıma ihtiyacı olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı.
Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.
Biz doğal olarak ülkemizin eski tapınaklarıyla gurur duyuyoruz.
Beyaz Rusya'da yaşıyorum ve bu durumdan gurur duyuyorum.
Gurur bir düşüşten önce gider.
Gururu böylesine ahlaksız bir şey yapmasına izin vermezdi.
Alışılmışın dışında düşünme yeteneğim için kendimle gurur duyuyorum.
O, kızıyla gurur duyar.
Hey, hiç param olmayabilir ama benim hâlâ bir gururum var.
O, oğlu ile gurur duyar.
Gurur, kibre dönme eğilimindedir; ki o da deliliğin yakın akrabasıdır.
Bu kadının temel karakter özellikleri gurur, kararlılık ve cesaretti.
Tom işi ile gurur duymaktadır?
O, lisesi ile gurur duyuyor.
Yedi ölümcül günah şunlardır: kibir, kıskançlık, açgözlülük, öfke, şehvet düşkünlüğü, oburluk ve tembellik.
Her ne kadar sıkça eş anlamlı olarak kullanılsalar da; kibir ve gurur farklı şeylerdir.
Termal görüntüleme, şahane bir stratejiyi gözler önüne seriyor. Dişi aslan, intizamsız sürüden ayrılıyor.
vurdurdu. Daha sonra birliklerini yeniden organize etti
İşçiler işleriyle gurur duyuyorlardı.
Kölenin gururunu vardır; o sadece en güçlü despota itaat etmeyi kabul eder.
Kral Sigismund şöyle dedi: Fransızların gururu ve hırsı yüzünden savaşı kaybettik.
Bunu gurur yapmadan bu kadar uzun ertelemek yerine buraya daha erken gelmeliydin.
O Pablo ile evleneceğini açıkça ilan ettiğinde, neredeyse büyük annesine kalp krizi geçirtecekti , halasının gözlerini yuvasından fırlattıracaktı fakat küçük kız kardeşi gururla baktı.