Translation of "Plastic" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Plastic" in a sentence and their turkish translations:

- That is plastic.
- That's plastic.

O plastik.

It's not recycled plastic, it's social plastic,

Geridönüşümlü plastik de değil,

Of plastic surgery.

tüketicisi olurlar.

- I've got a plastic glass.
- I've got a plastic cup.
- I have a plastic cup.

Benim plastik bir bardağım var.

- I have a plastic glass.
- I've got a plastic cup.

Plastik bir bardağım var.

- I have a plastic tumbler.
- I have a plastic glass.

Plastik bir su bardağım var.

- This chair is made of plastic.
- This chair is plastic.

- Bu sandalye plastikten yapılmıştır.
- Bu sandalye plastik.
- Bu sandalye plastikten yapılmış.

Beach plastic recycling programs

sahil plastik geridönüşüm programları

Social plastic is money,

Sosyal plastik artık para ediyor,

It's not just plastic.

Artık sadece plastik değil.

But preventing ocean plastic

Ancak okyanus plastiğini engellemek

We collect plastic bottles.

Plastik şişe toplarız.

This chair is plastic.

Bu sandalye plastik.

My plastic bottle broke.

- Benim plastik şişem kırık.
- Plastik şişem kırıldı.

She turned into plastic.

O, plastiğe dönüştü.

It's a plastic spider.

Bu plastik bir örümcek.

Plastic boxes last longer.

Plastik kutular daha uzun dayanırlar.

Tom had plastic surgery.

Tom estetik ameliyat oldu.

Plastic does not break easily.

Plastik kolayca kırılmaz.

Tom is a plastic surgeon.

Tom bir plastik cerrah

The credit cards are plastic.

Kredi kartları plastiktir.

The plastic chair is cheap.

Plastik sandalye ucuz.

Plastic does not burn easily.

Plastik kolayca yanmaz.

This plastic chair is cheap.

Bu plastik sandalye ucuz.

Tom's company deals in plastic.

- Tom'un şirketi plastik ticareti yapıyor.
- Tom'un şirketi plastikle ilgileniyor.

I rarely use plastic bags.

Plastik torbaları nadiren kullanırım.

Sami's company made plastic bags.

Sami'nin şirketi plastik torbalar yaptı.

- These boxes are made of plastic.
- These boxes are made out of plastic.

Bu kutular plastikten yapılmıştır.

So your brain is tremendously plastic,

Beyniniz muazzam derecede plastik

Are dying just from encountering plastic.

plastik yüzünden ölüyor.

Reportedly, 80 percent of ocean plastic

Verilere göre, okyanusun plastiğinin %80'i

Plastic neutrality is like carbon-neutral.

Plastiği desteklememe karbona karşı olmakla aynı

The plate is made of plastic.

Tabak plastikten yapılmıştır.

None of the flowers are plastic.

Çiçeklerin hiçbiri plastik değildir.

Making more clothes out of plastic.

şirketler plastikten daha fazla kıyafet üretmeye başladı.

This plastic chair is very cheap.

Bu plastik sandalye çok ucuz.

Plastic grocery bags have been banned.

Plastik bakkal torbaları yasaklandı.

Plastic bottles are compressible and recyclable.

Plastik şişeler sıkıştırılabilir ve geri dönüştürülebilir.

Sami was a prominent plastic surgeon.

- Sami önde gelen bir plastik cerrahtı.
- Sami önemli bir plastik cerrahtı.

And plastic is in the food chain.

ve plastik de besin zinciri içinde.

Who's invested in our plastic-neutral program.

plastiği desteklememe projemize katıldı.

They have a plastic shield and grass.

Plastik bir koruma ve çim var.

Put a plastic plate over the pool

havuzun üzerine bir plastik tabak koyun

Italy produced clothes, furniture and plastic items.

İtalya, elbise, mobilya ve plastik gereçler üretti.

These boxes are made out of plastic.

Bu kutular plastikten yapılmaktadır.

John will undergo a cheek plastic surgery.

John yanak plastik cerrahi geçirecek.

-- all made from plastic -- became really popular.

tamamı plastikten oluşan kumaşlar oldukça popüler hale geldi.

With tiny pieces of plastic called “microplastics”.

küçük plastik parçalarıyla kirlendiğini fark ettiler.

Our picnic plates are made of plastic.

Piknik tabaklarımız plastikten yapılmıştır.

Plastic bags are bad for the environment.

Plastik torbalar çevre için zararlıdır.

I prefer paper cups to plastic ones.

Kağıt bardakları plastik olanlara tercih ederim.

This glue does not adhere to plastic.

Bu yapıştırıcı plastiğe yapışmaz.

Tom suffocated Mary with a plastic bag.

Tom plastik bir torba ile Mary'yi boğdu.

She wrapped her sandwich in plastic wrap.

Sandviçini streç filme sardı.

This plastic is not damaged by fire.

Bu plastik, yangından zarar görmez.

This plastic squirrel was made in China.

Bu plastik sincap Çin'de üretildi.

Paper, glass and plastic are recyclable materials.

Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.

Sami was a prominent Cairo plastic surgeon.

Sami, tanınmış bir Kahireli plastik cerrahtı.

I drank beer from a plastic cup.

Plastik bir bardaktan bira içtim.

The cable sleeve is made of plastic.

Kablo kılıfı plastikten yapılmıştır.

Although these large pieces of plastic contribute the most to the overall mass of plastic polluting oceans,

Bu büyük parçalar okyanusu kirleten plastiğin büyük bir miktarını oluştursalar da...

Have you guys noticed the plastic surgery trend?

Plastik cerrahi trendini fark ettiniz mi?

Of single-use plastic packaging dumped each year,

kirleten torunlarım ve torunlarımız gibi

Could I have a plastic bag for those?

Bunlar için bir plastik torba alabilir miyim?

A plastic dish will melt on the stove.

Bir plastik tabak ocakta erir.

Even before the plastic surgery, Mary wasn't unattractive.

Plastik cerrahiden önce bile, Mary çirkin değildi.

None of the flowers are made of plastic.

Hiçbir çiçek plastikten yapılmamıştır.

The European Union is considering banning plastic bags.

Avrupa birliği plastik torbaları yasaklamayı düşünüyor.

This is a picture frame made of plastic.

Bu, plastikten yapılmış bir resim çerçevesi.

Are the flasks made of glass or plastic?

Mataralar cam veya plastikten mi yapılmış?

There are many plastic model manufacturers in Shizuoka.

Shizuoka'da birçok plastik model üreticisi vardır.

Tom doesn't want a ukulele made of plastic.

Tom plastikten yapılmış bir ukulele istemiyor.

Who are using social plastic directly into their manufacturing.

sosyal plastiği doğrudan üretimde kullanıyor.

- Do you accept credit cards?
- Do you take plastic?

- Kredi kartlarını kabul ediyor musunuz?
- Kredi kartları kabul ediyor musunuz?

The plastic bag has become public enemy number one.

Plastik torba bir numaralı halk düşmanı haline gelmiştir.

Plastic kills countless seabirds and sea turtles each year.

Plastik her yıl sayısız deniz kuşlarını ve deniz kaplumbağalarını öldürür.

Tom and his friend were duelling with plastic swords.

Tom ve arkadaşı plastik kılıçlarla düello ediyorlardı.

Even plastic surgery won't do anything for your ugliness.

Plastik cerrahi bile çirkinliğiniz için hiçbir şey yapmayacaktır.

Tom put the screws in a small plastic bag.

Tom vidaları küçük bir plastik torbaya koydu.

Mary was left badly scarred after botched plastic surgery.

Mary berbat plastik cerrahi sonrası kötü bir şekilde yara iziyle bırakıldı.

The birds don't seem scared of the plastic owl.

Kuşlar plastik baykuştan korkmuş görünmüyor.

This plastic garbage bag is free of hazardous chemicals.

Bu plastik çöp torbası tehlikeli kimyasallar içermez.

I put all my belongings in a plastic bag.

Tüm kişisel eşyalarımı plastik bir torbaya koydum.

She said that the greatest plastic surgeon was God.

O en büyük plastik cerrahın Allah olduğunu söyledi.

Plastic is the most prevalent type of marine debris.

- Plastik en yaygın deniz debrisidir.
- Plastik en yaygın deniz kirleticisidir.

I knew it was plastic but it tasted like wood.

Bunun plastik olduğunu biliyordum ama ahşap gibi tadı vardı.

A fabric made from tiny strands of plastic woven together.

küçük plastik ipliklerinin dokunmuş hali olduğunu görebiliriz.

Plastic enters human bodies when we eat seafood containing microfibers.

Mikrofiber içeren deniz canlılarını yediğimizde plastik insan vücuduna girer.

Tom gave me a dozen cookies in a plastic bag.

Tom bana plastik bir torba içinde çok sayıda kurabiye verdi.

Mary filled her bucket with sand using a plastic shovel.

Mary plastik bir kürek kullanarak kovasını kumla doldurdu.

I think people should stop using plastic bags from supermarkets.

İnsanların süpermarketlerden aldıkları plastik çantaları kullanmaktan vazgeçmeleri gerektiğini düşünüyorum.

Would you like a plastic bag or a paper bag?

Plastik bir torba mı yoksa kağıt bir torba mı istiyorsunuz?

The coffee I bought came in a pretty plastic cup.

Satın aldığım kahve şirin bir plastik bardakta geldi.