Examples of using "Persuade" in a sentence and their turkish translations:
Bu şekilde ikna edebilirsiniz.
Hiçbir şey onu ikna etmezdi.
O, onu ikna etmeye çalıştı.
- Onu ikna etmekte başarısız olduk.
- Onu ikna edemedik.
Onu ikna edemedim.
Jonathan'ı ikna etmek zor.
Biz onu ikna etmeye çalıştık.
Tom Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
Tom, Mary'yi ikna edemedi.
O, babasını ikna etme girişiminde bulundu.
Tom'u ikna etmeye çalışmayacağım.
Tom'u beklemesi için ikna edemedim.
Tom gitmesi için Mary'yi ikna edemedi.
Tom'u ikna etmek zor olacak.
Tom'u ikna edebileceğimden eminim.
Seni ikna etmeye çalışmayacağım.
Onları ikna etmeye çalışmayacağım.
Onu ikna etmeye çalışmayacağım.
Onu ikna etmeye çalışmayacağım.
Onları ikna etmek zor olacak.
Onu ikna etmek zor olacak.
Onu ikna etmek zor olacak.
Onları ikna edebileceğimizden eminim.
Seni ikna edebileceğimden eminim.
Onları ikna edebileceğimden eminim.
Onu ikna edebileceğimden eminim.
Onu ikna edebileceğimden eminim.
Ben Titanları ikna edemedim.
Başarısızca onu ikna etmek için çabaladım.
Tom Mary'yi kalması için ikna edemedi.
Seni gelmeye ikna edemez miyim?
Sonunda onu ikna etmeyi başardık.
Onu da bu işe ikna etmeye çalışıyor
Onu ikna etmeyi imkansız bulduk.
Onu ikna etmeye çalışmak saçma.
Onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Dinlenmesi için Tom'u ikna etmemiz gerekiyor.
Tom'u gelmesi için nasıl ikna ettin?
Onu ikna etmeye çalışmanın yararı yok.
Tom'u gelmesi için ikna edebildim.
Tom'u itiraf etmesi için ikna etmelisin.
Tom Mary'yi gitmesi için ikna etmeye çalıştı.
Tom Mary'yi ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Yardım etmesi için Tom'u ikna etmeye çalışacağım.
Tom'u ikna etmek için elimden geleni yapacağım.
Tom'u ikna etmeye çalışmanın bir faydası yok.
Tom'u gelmesi için ikna etmemiz gerekiyor.
Tom Mary'yi ona yardım etmesi için ikna edemedi.
O, onu ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Tom Mary'yi ikna etmek için elinden geleni yaptı.
Tom Mary'yi ikna etmeyi imkansız buldu.
Tom beni şarkı söylemeye ikna etmeye çalıştı.
Tom'u şarkı söylemeye nasıl ikna ettin?
Tom Mary'yi yardım etmeye ikna etmeye çalıştı.
Tom'u beklemeye ikna etmeye çalıştım.
Tom Mary'yi kalmaya ikna etmeye çalıştı.
Tom, Mary'yi araba sürmeye ikna etmeye çalıştı.
Tom beni araba kullanmam için ikna etmeye çalıştı.
Tom'u araba kullanmaya ikna etmeye çalışacağım.
Tom'u araba sürmeye nasıl ikna ettin?
Tom'u araba kullanmaya ikna etmeye çalıştım.
ve tedavi olmaya ikna etmeliyiz
Onu ikna etmemiz zor.
Çocuğu ikna etmeye çalışmanın faydası yok.
Onu ikna edebilecek tek kişi sensin.
Onları ikna etmeye çalışmak saçma.
Kulübümüze katılması için onu ikna edebilir misin?
Onu ikna etmek biraz zaman aldı.
Tom onu yapmam için beni ikna etmeye çalıştı.
Belki sen Tom'un bırakmaması için ikna edebilirsin.
Tom'u onu yapmaya ikna ettim.
Sanırım Tom'u gitmesi için ikna edebilirim.
Onu ikna etmeye çalıştım ama boşuna.
Bazen çocukları yemek yemek için ikna etmek zordur.
Sizi ikna etmek ne kadar sürecek?
Bize katılması için Tom'u ikna etmeye çalıştım.
Tom'u onu yapması için nasıl ikna ettin?
Tom'u bize yardım etmesi için ikna etmeye çalışacağım.
Tom'u eve gelmesi için ikna etmeye çalıştım.
Tom parayı kabul etmesi için Mary'yi ikna edemedi.
Tom'u yardım etmesi için ikna edebileceğimden eminim.
Tom Mary'yi onun hediyesini alması için ikna edemedi.
Tom'u burada kalması için ikna etmek zorundayız.
Bu sözlerle hiç kimseyi ikna etmeyeceksin.
Bu sözlerle beni ikna etmeyeceksin.
Bu sözlerle onu ikna etmeyeceksin.
Onu bu sözlerle ikna etmeyeceksin.
Biz, bize katılması için Jim'i ikna etmeye çalıştık.
Tom ona yardım etmesi için Mary'yi ikna etmeye çalıştı.
Tom Mary'yi sigarayı bırakması için ikna etmeye çalıştı.
Tom Mary'yi onu yapmaya ikna etmeye çalıştı.
Tom'u gönüllü olması için ikna edebildiniz mi?
Tom Mary'yi araba sürmeye ikna edemedi.
Tom'u araba sürmeye ikna edebildin mi?
Tom, Mary'yi araba sürmeye ikna etmeye çalışacak.
Tom Mary'yi araba sürmeye ikna edebildi.