Translation of "Intimidate" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Intimidate" in a sentence and their turkish translations:

You intimidate us.

Sen bize gözdağı veriyorsun.

You intimidate them.

Sen onların gözünü korkutuyorsun.

You intimidate me.

Sen benim gözümü korkutuyorsun.

You intimidate him.

Sen ona gözdağı veriyorsun.

You intimidate her.

Sen onu korkutuyorsun.

You intimidate Tom.

Tom'u korkuttun.

You can't intimidate us.

Bizi yıldıramazsın.

You can't intimidate me.

Benim gözümü korkutamazsın.

It might intimidate them.

- Bu onların gözünü korkutabilir.
- Bu gözlerini korkutabilir.

They love to intimidate.

Onlar korkutmayı severler.

Tom can't intimidate us.

Tom bizi yıldıramaz.

Tom can't intimidate me.

Tom beni korkutamaz.

Don't try to intimidate me.

Bana ima etmeye çalışma.

Don't let Tom intimidate you.

Tom'un gözünü korkutmasına izin verme.

Don't let us intimidate you.

Bizim seni korkutmamıza izin verme.

Don't let them intimidate you.

Onların seni korkutmasına izin verme.

Don't let me intimidate you.

Benim seni korkutmama izin verme.

Don't let him intimidate you.

Onun sana gözdağı vermesine izin verme.

Don't let her intimidate you.

Senin gözünü korkutmasına izin verme.

Dan tried to intimidate Linda.

Dan, Linda'yı korkutmaya çalıştı.

Tom tried to intimidate Mary.

Tom Mary'nin gözünü korkutmaya çalıştı.

Don't try to intimidate us.

Bizi korkutmaya çalışma.

- You're scaring Tom.
- You intimidate Tom.

Tom'u korkutuyorsun.

It's no use trying to intimidate me.

- Gözümü korkutmaya çalışmanın faydası yok.
- Beni korkutmaya çalışmanın faydası yok.

I think they're trying to intimidate us.

Onlar bizi sindirmeye çalışıyorlar sanırım.

- Tom didn't frighten me.
- Tom didn't scare me.
- Tom didn't intimidate me.

Tom beni korkutmadı.