Examples of using "Hanako" in a sentence and their turkish translations:
Hanako onun blöfünü gördü.
Hanako gerçekten kek seviyor.
Hanako onun samimiyetini sorguladı
Hanako keki çok fazla seviyor.
Hanako keki çok sever.
Küçük erkek kardeşim kedisine Hanako adını verdi.
Hanako yine şemsiyesini unuttu.
Hanako annesinden daha uzun oldu.
Taro ve Hanako arasında aşk başladı.
Erkek kardeşim kendi kedisine "Hanako" adını verdi.
Biz Hanako'nun piyano çalmasını rica ettik.
"Kim daha genç, Hanako mu yoksa Taro mu?""Taro."
Hanako ve Taro biraz suşi yemek için gitti.
Hanako, dört yıl boyunca bir Amerikan kolejine devam etti.
Hanako'nun şaşırtıcı şekilde hoş bir insan olduğu ortaya çıktı.
Taro ve Hanako önümüzdeki bahar evlenecekler.
Hanako'nun Taro ile evlenmek istemediği açıktı.
Hanako arabasıyla ilgili son ödemeyi yaptı ve çok memnun hissetti.
Hanako babası görmek için Hokkaido'dan tüm yolu geldi.
Ben geçen Pazar Hanako ile karşılaştığımda, üç gün önce döndüğünü söyledi.