Examples of using "Dug" in a sentence and their turkish translations:
Böylece kazdık, kazdık ve rıhtımı bulduk.
O bir çukur kazdı.
Onlar bir mezar kazdı.
Bir çukur kazdım.
Bir tane kazıp çıkardım.
Bir çukur kazdı.
Tom bir çukur kazdı.
Bir çukur kazdım.
Tom üç çukur kazdı.
Tom patatesleri kazıp çıkardı.
Tom derin bir çukur kazdı.
Sami, Leyla'nın cesedini çıkardı.
Antik bir çanak çıkarıldı.
Patatesleri topladınız mı?
Sami'nin bulldogu insan kemiklerini çıkardı.
Köpeğimiz bir kafatası ortaya çıkardı.
Tarih boyunca insanlar birbirlerinin kuyusunu kazdılar
Hazine için orayı burayı kazdılar.
O, bahçede bir çukur kazdı.
Yerde bir çukur kazdık.
O, kuma bir çukur kazdı.
Tom arka bahçesinde bir çukur kazdı.
Tom köpeği için bir mezar kazdı.
Tom kumun üzerinde bir çukur kazdı.
Tom arka bahçesinde bir çukur açtı.
Yaban domuzları bahçemi kazdı.
Şu çocuk kum havuzunda bir tünel kazdı.
Kedi patilerini elime geçirdi.
İnsan kalıntıları içeren bir kutuyu kazarak çıkardılar.
Tom bir şey arayarak dolabını karıştırdı.
Bu çukuru kazan kişi bendim.
Tom bahçede derin bir çukur kazdı.
Tom hücresinin duvarını kazdı.
Tom ön avlusunda bir çukur kazdı.
Cinler kalenin altında bir tünel kazdı.
Tom arka bahçesinde büyük bir çukur kazdı.
- Tom ceplerini kurcalayıp para aradı.
- Tom ceplerini yoklayıp para arandı.
Eski madenciler bu tünelleri elle kazmışlar.
Mahkûm cezaevi duvarının altında bir delik açtı.
Çocuk ölü hayvan için bir mezar kazdı.
Çocuk ölü hayvan için bir mezar kazdı.
Onlar dağı kazdılar ve bir tünel inşa ettiler.
Oğlan ölü hayvan için bir mezar kazdı.
Onlar deniz seviyesinin on iki metre altına kadar kazdı.
Dan hücresinde kaşıkla bir tünel kazdı.
Tom kazma ve kürekle bir çukur kazdı.
Tom ve ben bu çukuru kazan kişileriz.
Sen hiç bunun kadar derin bir çukur kazdın mı?
Tom ne bulabileceğini görmek için külleri karıştırdı.
Öncüler su bulmak için birkaç kuyu açtı.
O, balık tutmaya gitmeden önce, yem için yeri kazıp birkaç solucan çıkardı.
Tom'un cesedini gömdüler ve ona yaraşır bir cenaze merasimi düzenlediler.
Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
Çiftçi, bir ağaç dikebilmek için bir çukur kazdı.
Tom Mary'yi önceden kazdığı çukura indirdi.
Küçük köpek bir çukur kazdı ve yiyeceğini onun içine gömdü.
Tom, Mary'nin ona verdiği kürekle arka bahçesinde bir çukur kazdı.
Sabah, Vasilissa toprağa derin bir çukur kazdı ve kafatasını gömdü.
Telefon ve laptop bataryalarında kullanılan kobaltın bir kısmı Kongo'da elle aranarak bulunur.
Tepenin üstünde bir mahzen kazıldı ve onlar evi yavaşça yoldan tepeye taşıdılar.