Translation of "Disappointing" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Disappointing" in a sentence and their turkish translations:

- That's disappointing.
- This is disappointing.

Bu hayal kırıklığına uğratıcı.

That's disappointing.

O hayal kırıklığına uğratıcı.

It's disappointing.

Bu hayal kırıklığına uğratıcı.

How disappointing!

Ne kadar hayal kırıklığına uğratıcı!

- The result proved disappointing.
- The result was disappointing.

Sonuç hayal kırıklığı oldu.

It was disappointing.

O, hayal kırıklığına uğratıcıydı.

That's very disappointing.

O çok hayal kırıklığına uğratıcı.

It's pretty disappointing.

Bu oldukça hayal kırıklığına uğratıcı.

- His new film is disappointing.
- His new movie is disappointing.

Onun yeni filmi hayal kırıklığına uğratıcıdır.

Your article was disappointing.

Senin yazın hayal kırıklığıydı.

This is extremely disappointing.

Bu son derece hayal kırıklığına uğratıcı.

The results were disappointing.

Sonuçlar düş kırıcıydı.

The movie was disappointing.

Film hayal kırıcıydı.

It was very disappointing.

Bu çok hayal kırıcıydı.

This is so disappointing.

Bu çok hayal kırıklığına uğratıcı.

The result was disappointing.

Sonuç hayal kırıklığı oldu.

The result was rather disappointing.

Sonuç biraz üzücüydü.

Last night's concert was disappointing.

Dün geceki konser hayal kırıklığına uğratıcıydı.

That would be terribly disappointing.

- Bu son derece umut kırıcı olurdu.
- Bu son derece hayal kırıklığna uğratıcı olurdu.

It was disappointing to lose.

Kaybetmek hayal kırıklığıydı.

It was a disappointing loss.

Bu bir hayal kırıklığı kaybıydı.

Of course, it was disappointing.

Tabii ki hayal kırıklığıydı.

Now, that might sound very disappointing,

Bu sizde hayal kırıklığı yaratıyor olabilir.

That movie was a bit disappointing.

O film biraz hayal kırıklığına uğratıcı.

The movie was a little disappointing.

Film biraz hayal kırıklığına uğratıcıydı.

I found the film very disappointing.

Filmi çok hayal kırıklığına uğratıcı buldum.

The concert was a bit disappointing.

Konser biraz hayal kırıklığına uğratıcıydı.

It's always disappointing when you lose a match on penalties.

Karşılaşmayı penaltılarda kaybetmen daima hayal kırıklığına uğratıyor.

A blanket of silence fell over everyone when they heard the disappointing announcement.

Hayal kırıklığına uğratıcı duyuruyu duyduklarında herkese bir sessizlik örtüsü düştü.

The speaker didn't know his subject, nor did he speak well; in short, he was disappointing.

Konuşmacı konuyu bilmiyordu ne de iyi konuşuyordu; kısaca o hayal kırıklığına uğratıcıydı.