Examples of using "Clerk" in a sentence and their turkish translations:
Ben bir banka memuruyum.
Katip aşırı çalışmaktan öldü.
O bir banka memurudur.
O bir banka memuru ile evlendi.
Tom bir banka memuru.
Onun babası bir banka memuru.
O eskiden bir banka memuruydu.
Babam banka memurudur.
Tom tezgahtara otuz dolar verdi.
Belki katip size yardımcı olabilir.
Tom eskiden bir banka katibiydi.
Tom posta odası memuru olarak başladı.
O, bir ofis çalışanından daha fazlası değil.
Katip bana hatasını itiraf etti.
Süpermarkette bir tezgahtardır.
Katip bana doğru değişiklik vermedi.
- Ben bir banka memuruyum.
- Ben bir banka personeliyim.
Bir banka memuru olarak makul bir maaş alır.
O, Washington Bankasında bir memur.
Aniden, katip öfkeden kendini kaybetti.
"Onu adliye binasında alabilirsin, " katip ekledi.
Katip "Sizin için ne yapabilirim, efendim?" dedi.
Memur kaba davranışları gerekçesiyle görevden alındı .
O büyük bir firma tarafından bir katib olarak alınmıştır.
Bob cumartesi günü bakkalda bir kâtip olarak çalıştı.
Dükkana girdim ve bir tezgahtar "Size yardımcı olabilir miyim?" dedi.
Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.
Babası onun memur olmasını istedi, ancak genç Ney, aceleci ve dik başlı,
Tom'un denediği ceket çok küçük olduğu için, tezgahtar ona denemesi için bir tane daha verdi.
Tom mayoyu daha büyük bir bedenle değiştirmeye çalıştı fakat tezgahtar ona izin verilmediğini söyledi.
Baş katip çalışkan bir adam değil fakat üstlerine nasıl yaltaklanacağını bildiği için çabuk ilerliyor.
1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.