Translation of "Brother's" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Brother's" in a sentence and their turkish translations:

It's my brother's.

O, erkek kardeşimin.

- Is your brother's name Alexei?
- Is your brother's name Aleksej?

Erkek kardeşinin adı Alexei mi?

It's my younger brother's.

O benim genç erkek kardeşimin.

This is my brother's.

Bu benim erkek kardeşimin.

What's Tom's brother's name?

- Tom'un biraderinin adı ne?
- Tom'un erkek kardeşinin adı ne?

- I am washing my brother's car.
- I'm washing my brother's car.

Erkek kardeşimin arabasını yıkıyorum.

When is my brother's birthday?

Erkek kardeşimin doğum günü ne zaman?

Am I my brother's keeper?

Biraderimin bakıcısı mıyım ben?

Is your brother's name Alexei?

Erkek kardeşinin adı Alexei mi?

We're going to my brother's.

Erkek kardeşimin evine gidiyoruz.

My brother's guitar is new.

- Kardeşimin gitarı yeni.
- Biraderimin gitarı yeni.

He is my brother's friend.

O benim erkek kardeşimin arkadaşıdır.

Now it's my brother's turn.

Şimdi erkek kardeşimin sırası.

Is your brother's name Tom?

Erkek kardeşinin adı Tom mu?

Isn't that your brother's truck?

O senin erkek kardeşinin kamyonu değil mi?

Tom's brother's name is John.

Tom'un erkek kardeşinin adı John.

Tom is my brother's friend.

Tom, erkek kardeşimin arkadaşı.

Mary is my brother's wife.

- Mary kardeşimin karısı.
- Mary yengemdir.
- Mary yengem olur.

He's a friend of my brother's.

- O, erkek kardeşimin bir arkadaşıdır.
- O kardeşimin bir arkadaşıdır.

My brother's going to kill me.

Erkek kardeşim beni öldürecek.

My brother's an authority on philosophy.

Erkek kardeşim felsefe üzerine bir otoritedir.

My brother's widow has married again.

Erkek kardeşimin dul eşi yeniden evlendi.

Do you see my brother's lamb?

Erkek kardeşimin kuzusunu görüyor musun?

My brother's room is always untidy.

Kardeşimin odası hep dağınıktır.

I can't remember Tom's brother's name.

Tom'un erkek kardeşinin adını hatırlayamıyorum.

Sami followed in his brother's footsteps.

Sami erkek kardeşinin adımlarını izledi.

My brother's son is my nephew.

Erkek kardeşimin oğlu benim yeğenimdir.

- What did you say your brother's name was?
- What did you say your brother's name is?

Erkek kardeşinin adının ne olduğunu söyledin?

My brother's room is always a mess.

Erkek kardeşimin odası her zaman dağınık.

My father's brother's wife is my aunt.

Babamın erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.

My mother's brother's wife is my aunt.

Annemin erkek kardeşinin karısı benim yengemdir.

Tom is a friend of my brother's.

Tom erkek kardeşimin bir arkadaşı.

You should go back to your brother's.

Erkek kardeşinin evine geri gitmelisin.

Are any of your brother's friends single?

Erkek kardeşlerinin arkadaşlarından herhangi biri bekar mı?

Tom was a friend of my brother's.

Tom benim erkek kardeşimin bir arkadaşıydı.

My brother's cat is purring non-stop.

Erkek kardeşimin kedisi durmadan mırlıyor.

My bedroom is cleaner than my brother's.

Benim yatak odam erkek kardeşiminkin daha temiz.

Tom wants to avenge his brother's death.

Tom öldürülen erkek kardeşinin öcünü almak istiyor.

"Whose shoes are these?" "They are my brother's."

"Bunlar kimin ayakkabıları?" "Onlar benim erkek kardeşimin."

I'll lend you some books of my brother's.

Erkek kardeşimin bazı kitaplarını sana ödünç vereceğim.

My brother's football team won a tournament yesterday.

Erkek kardeşimin futbol takımı dün bir turnuva kazandı.

Soccer is one of my little brother's hobbies.

Futbol küçük erkek kardeşimin hobilerinden biridir.

Today is my little brother's twenty-second birthday.

Bugün küçük erkek kardeşimin yirmi ikinci yaş günü.

My brother's six years younger than I am.

Erkek kardeşim benden altı yaş daha küçük.

Tom was my younger brother's roommate in college.

Tom kolejde küçük erkek kardeşimin oda arkadaşıydı.

The bike parked over there is my brother's.

Oraya park edilmiş bisiklet benim erkek kardeşimindir.

Your brother's awfully grown-up for his age.

Kardeşin yaşına göre çok olgun.

I'm going to meet my brother's girlfriend tonight.

Bu gece erkek kardeşimin kız arkadaşı ile buluşacağım.

The blood on my shirt is my brother's.

Gömleğimin üzerindeki kan erkek kardeşimin.

I'd lend you some of my brother's books.

Sana erkek kardeşimin kitaplarından bazılarını ödünç vereceğim.

What did you say your brother's name is?

Erkek kardeşinin adının ne olduğunu söyledin?

I asked Tom if he knew my brother's name.

Tom'a ağabeyimin adını bilip bilmediğini sordum.

Tom told Mary that his brother's name was John.

Tom, Mary'ye erkek kardeşinin adının John olduğunu söyledi.

Mary told Tom that her brother's name was John.

Mary Tom'a erkek kardeşinin isminin John olduğunu söyledi.

Tom took all of his little brother's pocket money away.

Tom küçük kardeşinin tüm cep harçlığını götürdü.

I've been staying at my younger brother's house on Park Street.

Park Caddesinin üzerinde küçük erkek kardeşimin evinde kalıyorum.

Tom did not consider that he was responsible for his brother's behaviour.

Tom kardeşinin davranışlarından sorumlu olduğunu dikkate almadı.

Your brother's soccer team won the game and is celebrating right now.

Erkek kardeşinin futbol takımı maçı kazandı ve şu anda kutlama yapıyorlar.

My brother's broken his leg and has to use crutches for three weeks.

Erkek kardeşim bacağını kırdı ve üç hafta koltuk değnekleri kullanmak zorunda.

Ken will grow into his brother's clothes by the end of the year.

Ken yıl sonuna kadar erkek kardeşinin elbiselerine sığacaktır.

- My brother is now in Australia.
- My brother is in Australia now.
- My brother's in Australia now.

Erkek kardeşim şimdi Avustralya'da.

And his brother's name was Jubal: he was the father of them that play upon the harp and the organs.

Kardeşinin adı Yuval'dı. Yuval lir ve kaval çalanların atasıydı.

- And the Lord said to Cain: Where is thy brother Abel? And he answered: I know not: am I my brother's keeper?
- And the Lord said to Cain, "Where is Abel, your brother?" And he said, "I don't know. Am I my brother's keeper?"

RAB Kayin'e, "Kardeşin Habil nerede?" diye sordu. Kayin, "Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?" diye karşılık verdi.

And he said to him: What hast thou done? the voice of thy brother's blood crieth to me from the earth.

RAB, "Ne yaptın?" dedi, "Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.

And the Lord said to Cain, "Where is Abel, your brother?" And he said, "I don't know. Am I my brother's keeper?"

RAB Kayin'e, "Kardeşin Habil nerede?" diye sordu. Kayin, "Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben?" diye karşılık verdi.