Translation of "Bob" in Turkish

Is Bob right?

- Bob iyi mi?
- Bob haklı mı?

Bob helped me.

Bob bana yardımcı oldu.

Bob can cook.

Bob yemek pişirebilir.

- Bob can drive a car, too.
- Bob can also drive.
- Bob is also able to drive.

Bob da bir araba sürebilir.

Bob became an engineer.

Bob bir mühendis oldu.

Bob is my friend.

Bob benim arkadaşım.

Bob saw him again.

Bob onu tekrar gördü.

Bob was very happy.

- Bob çok mutlu idi.
- Bob çok mutluydu.

Can Bob be sick?

Bob hasta olabilir mi?

Yes, Bob helped me.

Evet, Bob bana yardım etti.

Bob became a minister.

Bob bir bakan oldu.

Bob became a preacher.

Bob, bir vaiz oldu.

Bob became a pastor.

Bob bir papaz oldu.

We called Robert "Bob".

Biz Robert'a Bob dedik.

They call Robert "Bob".

Onlar Robert'a "Bob" diyor.

Bob also can drive.

Bob da araba sürebilir.

Bob can also drive.

Bob da araba sürebilir

Yes, I'll come, Bob.

Evet, Bob, geleceğiz.

They call me Bob.

- Onlar bana Bob diyorlar.
- Onlar bana Bob derler.

Goodbye, Bob and Nora.

Bob ve Nora, hoşça kalın.

- Bob is accustomed to hard work.
- Bob got used to hard work.

Bob, çok çalışmaya alışkın.

- Bob waved to whomever he saw.
- Bob waved to everyone he saw.

Bob gördüğü herkese el salladı.

His name is Bob Osteen,

adı Bob Osteen

Bob and Tom are brothers.

Bob ve Tom erkek kardeştirler.

Bob made her his wife.

Bob onu kendi karısı yaptı.

Bob is popular at school.

- Bob okulda popüler.
- Bob okulda popülerdir.

Bob came home very late.

Bob eve çok geç geldi.

Bob hit me, not her.

Bob bana vurdu, ona değil.

"Four pounds fifty," says Bob.

Bob "Dört buçuk pound" diyor.

Bill runs faster than Bob.

Bill, Bob'tan daha hızlı koşar.

Bob got into his car.

Bob arabasına bindi.

I saw Bob this morning.

Bu sabah Bob'ı gördüm.

Bob rushed into the classroom.

Bob sınıfa koştu.

Bob came here, didn't he?

Bob buraya geldi, değil mi?

Bob complained to his friend.

Bob arkadaşına şikâyet etti.

Can I call you Bob?

- Ben size Bob diyebilir miyim?
- Sana Bob diyebilir miyim?

Bob is a nice person.

- Bob sevimli bir kişidir.
- Bob kibar bir kişidir.
- Bob nazik bir insandır.

I played tennis with Bob.

Bob'la tenis oynadım.

Bob came home pretty late.

Bob eve oldukça geç geldi.

Bob is a cool guy.

Bob harika bir adam.

You can call me Bob.

Bana Bob diyebilirsin.

Bob must have had an accident.

Bob bir kaza geçirmiş olmalı.

Bob stared me in the face.

Bob yüzüme baktı.

Bob waved to whomever he saw.

Bob gördüğü herkese el salladı.

Bob is in the drama club.

Bob tiyatro kulübünde.

Bob lost interest in rock music.

Bob rock müziğe ilgisini kaybetti.

Bob seldom writes to his parents.

Bob anne ve babasına nadiren yazar.

Bob filled the pot with water.

Bob demliği su ile doldurdu.

Bob wasn't in on the plan.

Bob plana katılmadı.

Bob found various kinds of nuts.

Bob çeşitli fındık türleri buldu.

Bob and I are great friends.

Bob ve ben çok iyi arkadaşlarız.

Bob and Mary play the recorder.

Bob ve Mary teyp çalarlar.

We won't start till Bob comes.

Bob gelene kadar başlamayacağız.

Bob reached the finish line first.

Bob bitiş çizgisine ilk önce ulaştı.

Bob thought deeply about that matter.

Bob o konuyu derin derin düşündü.

You can call me Bob please.

Lütfen bana Bob diyebilirsin.

Bob filled the teapot with water.

Bob çaydanlığı suyla doldurdu.

Bob will be home at six.

Bob altıda evde olacak.

Bill can run faster than Bob.

Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.

Bob ate the snail, then vomited.

Bob salyangoz yedi,sonra kustu.

Bob can answer all the questions.

Bob, tüm sorulara cevap verebilir.

Bob is accustomed to hard work.

Bob sıkı çalışmaya alıştı.

Bob could not control his anger.

Bob öfkesini kontrol edemedi.

Bob bragged about his big boat.

Bob onun büyük teknesi hakkında övündü.

Bob is also able to drive.

Bob da araba sürebilir.

Bob got used to hard work.

Bob zor işe alıştı.

Bob could not control his temper.

Bob öfkesini kontrol edemedi.

You like Bob more than Tom.

- Bob'u Tom'dan daha çok seviyorsun.
- Bob'u Tom'dan daha fazla seviyorsunuz.

Bob is much younger than Tom.

Bob, Tom'dan çok daha gençtir.

Bob will certainly attend the meeting.

Bob kesinlikle toplantıya katılacak.

We love Bob more than Tom.

Bob'u Tom'dan daha çok severiz.

Bob stayed at his uncle's house.

Bob amcasının evinde kaldı.

Bob asked the teacher some questions.

Bob öğretmene bazı sorular sordu.

Bob can drive a car, too.

Bob da bir araba sürebilir.

Bob cooks breakfast in the morning.

Bob sabahleyin kahvaltı hazırlar.

What's your favorite Bob Dylan song?

Favori Bob Dylan şarkınız nedir?

Bob often jogs on that beach.

Bob sık sık o sahilde ağır ağır koşar.

Bob often tries to quit smoking.

Bob sık sık sigara içmeyi bırakmaya çalışır.

- Bob usually goes to bed at ten.
- Bob has the habit of going to bed at 10:00.
- Bob always goes to bed at 10:00.

Bob, her zaman 10:00 'da yatmaya gider.

Let Bob Marley's philosophy be your philosophy

Bob Marley'in felsefesi sizin de felsefeniz olsun

Bob has too many books to read.

Bob'ın okumak için pek çok kitabı var.

Bob entered the house through a window.

Bob eve bir pencereden girdi.

Bob got impatient at his wife's delay.

Bob eşinin gecikmesine sabırsızlandı.

Bob is kind to those around him.

Bob etrafındakilere naziktir.

Bob did not agree to the plan.

Bob planı kabul etmedi.

Bob was popular with all his classmates.

Bob tüm sınıf arkadaşları arasında popüler idi.

Bob dropped in at his uncle's house.

Bob amcasının evine uğradı.

Uncle Bob invited us to have dinner.

Amcanız Bob, akşam yemeği için bize davet etti.

"Six pence per second," Bob reminds her.

"Saniyede altı peni" Bob ona hatırlatıyor.

Bob writes to me once a month.

Bob bana ayda bir kez yazar.

As a child, Bob lived in Boston.

Bob bir çocuk olduğu için Boston'da yaşadı.