Examples of using "Vriendelijk" in a sentence and their turkish translations:
Yakınlık gösterin.
- O kibardır.
- O, naziktir.
- Naziktir.
Tom cana yakındır.
O, arkadaş canlısı.
Ben onunla samimiyim.
Laurie çok nazikti.
Nazik ol.
Sanırım o kibardır.
Onu dostça selamladı.
Tom son derece nazik.
Keiko nazik, değil mi?
Amerikalılar çok cana yakın insanlardır.
Güzel bir kadın naziktir.
O dost bir kişidir.
O kibar bir insan.
Tom samimi bir kişi.
İnsanlar burada samimi.
İnsanlar her zaman cana yakındır.
O ona karşı naziktir.
Tom her zaman arkadaş canlısı, değil mi?
Sen bana karşı çok fazla naziksin.
O naziktir.
O güzel.
Yaşlı adam çok nazik.
Tom naziktir.
Amcanız bana karşı çok yakın davrandı.
Tom bana karşı çok hoş.
Bana kibarca/sıcak bir tavırla yolu tarif etti.
Herkese karşı çok samimiydi.
- Tom'un iyi biri olduğunu biliyorum.
- Tom'un iyi kalpli olduğunu biliyorum.
O hemşire çok nazik ve kibardır.
"Çok kibarsın" diye Willie yanıtladı.
Örneğin herkese arkadaş canlısı olana "ahbap",
Başkalarına karşı nazik olmayı zor buldum.
Lütfen televizyonu açar mısın?
Başkan benim mektubuma cevap vermek için yeterince kibardı.
Lütfen oturun.
Başkalarına karşı samimi davranmayı zor bulurdum.
Onun nazik olduğunu söyledin ve o öyle.
Siz çok hoş bir seyircisiniz.
Işığı açar mısınız?
O bizi teknesiyle adaya götürecek kadar kibardı.
Beni nazikçe istasyona götürdü.
olabilir, bir adam kafası edilecek diz çökmek yapar ve o ben biraz
Mary arkadaş canlısı gözükmez ancak iyi kalplidir.
- Lütfen yerine otur.
- Lütfen oturun.
Bana yolu gösterdiğin için çok naziksin.
Başkalarına güzel bir şekilde davranmak benim için çok zordu.