Translation of "Mening" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Mening" in a sentence and their turkish translations:

- Ik wil je mening.
- Ik wil jullie mening.

- Ben senin görüşünü istiyorum.
- Fikrinizi istiyorum.

- Ik wil uw mening.
- Ik wil je mening.

- Ben senin görüşünü istiyorum.
- Fikrinizi istiyorum.

- Zijn mening was niet belangrijk.
- Zijn mening was niet relevant.
- Zijn mening was niet van belang.
- Zijn mening telde niet mee.
- Zijn mening was onbelangrijk.

Onun görüşü önemsizdi.

Zijn mening is waardeloos.

Onun görüşü işe yaramaz.

Tom respecteert jouw mening.

Tom görüşüne saygı gösteriyor.

Je kent mijn mening.

Fikrimi biliyorsun.

Is hun mening belangrijk?

Onların görüşü önemli mi?

- Niemand wil naar mijn mening luisteren.
- Niemand wil mijn mening horen.

- Kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.
- Hiç kimse benim fikirlerimi dinlemek istemiyor.

Persoonlijk deel ik zijn mening.

Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.

Dat is niet mijn mening.

Bu benim fikrim değil.

Nu, wat is uw mening?

Görüşün nedir şimdi?

Hij is van mening veranderd.

- Fikrini değiştirdi.
- Görüşünü değiştirdi.

Tom luisterde naar mijn mening.

Tom benim fikrimi dinledi.

Tom heeft zijn mening veranderd.

Tom görüşünü değiştirdi.

- Heb je een andere mening?
- Hou je er een andere mening op na?

- Başka bir fikrin var mı?
- Başka bir düşüncen var mı?

Je mening daardoor aan zal aanpassen.

ne yapılması gerektiği hakkındaki fikirlerini değiştiriyorlar.

Mijn mening gelijkt op de uwe.

Benim görüşüm seninkine benzer.

Ze zijn niet van mening veranderd.

Onlar düşüncelerini değiştirmediler.

Zeg mij uw eerlijke mening alstublieft.

Lütfen bana samimi fikrini söyle.

Dat is een kwestie van mening.

Bu bir görüş meselesi.

Helaas deel ik jouw mening niet.

Ne yazık ki, senin görüşünü paylaşmıyorum.

Ik vraag niet om jouw mening.

Senin fikrini sormuyorum.

Sami veranderde zijn mening over moslims.

Sami Müslümanlara dair fikrini değiştirdi.

Hebben Tom en Maria dezelfde mening?

Tom ve Mary de aynı görüşü paylaşıyor mu?

Niemand heeft je om je mening gevraagd.

Hiç kimse senin fikrini sormadı.

Naar mijn mening is Esperanto erg belangrijk.

Benim düşünceme göre, Esperanto çok önemlidir.

Naar mijn mening zijn jullie allemaal gestoord!

Benim için , siz hepiniz delisiniz!

Mijn mening is niet echt van belang.

Benim fikrim gerçekten önemli değil.

Hij kwam ronduit voor zijn mening uit.

O, fikrini özgürce konuştu.

Ik wil weten wat jouw mening is.

Senin görüşünü öğrenmek istiyorum.

Tom had over Maria een goede mening.

Tom Mary hakkında iyi fikre sahipti.

Dat is geen mening, maar een feit.

O bir fikir değil. O bir gerçek.

Ik heb u niet om uw mening gevraagd.

Ben fikrini sormadım.

Tevergeefs trachtten we zijn mening te doen veranderen.

Boş yere onun düşüncesini değiştirmeye çalıştık.

Mijn mening is dezelfde als die van jou.

Benim görüşüm sizinki ile aynı.

Wie een mening heeft steek alsjeblieft je hand op.

Bir fikri olan varsa lütfen elini kaldırsın.

Sami had een zeer slechte mening over de islam.

Sami İslam hakkında çok kötü düşüncelere sahipti.

Hij hecht altijd waarde aan de mening van zijn vrouw.

O, her zaman karısının görüşlerine değer verir.

- Dat was zijn persoonlijke opinie.
- Dat was zijn persoonlijke mening.

O, onun kişisel görüşüydü.

Naar mijn mening is Duits de beste taal ter wereld.

- Bana göre Almanca dünyadaki en iyi dildir.
- Bence, Almanca dünyadaki en iyi dildir.

- Ik ben het ermee eens.
- Ik ben dezelfde mening toegedaan.

- Kabul ediyorum.
- Aynı fikirdeyim.

Ik werd gevraagd naar mijn persoonlijke mening over de kwestie.

Konuyla ilgili kişisel görüşüm istendi.

- Ik denk er anders over.
- Ik heb een andere mening.

- Aynı fikirde değilim.
- Farklı bir fikrim var.

Ze is van mening dat alles een kwestie van geld is.

O, her şeyin bir para sorunu olduğunu düşünüyor.

90 procent van wat ze zeggen kan naar jouw mening verkeerd zijn.

Sizin nazarınızda dediklerinin yüzde doksanı yanlış olabilir.

- Tom denkt ook zo over jou.
- Tom heeft dezelfde mening over jou.

Tom senin hakkında aynı şekilde hissediyor.

Als twee mensen altijd dezelfde mening hebben, is een van hen overbodig.

İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.

Het is geen geheim dat Tom een andere mening dan jij hebt.

Tom'un görüşünün seninkilerden farklı olduğu bir sır değil.

- Ik heb daar een duidelijke mening over.
- Dat ligt gevoelig bij me.

Onun hakkında çok güçlü hissediyorum.

- Ik heb dezelfde mening over jou.
- Ik denk ook zo over jou.
- Insgelijks.

Ben senin hakkında aynı şekilde hissediyorum.

- Ik denk hetzelfde.
- Ik ben dezelfde mening toegedaan.
- Ik ben het daarmee eens.

Aynı fikirdeyim.

Federico Fellini was van mening dat het maken van intelligente fouten, een grote kunst was.

Federico Fellini, zekice hatalar yapmanın büyük sanat olduğunu düşünüyordu.

- Wat er ook komen mag, ik zal mijn mening niet veranderen.
- Wat er ook gebeurt, ik zal niet van gedachte veranderen.

Ne olursa olsun, fikrimi değiştirmeyeceğim.

- Wat er ook gebeurt, ik zal niet van gedacht veranderen.
- Wat er ook komen mag, ik zal mijn mening niet veranderen.
- Wat er ook gebeurt, ik zal niet van gedachte veranderen.
- Wat er ook gebeurt, ik zal niet van mening veranderen.
- Wat er ook gebeurt, ik zal niet van gedachten veranderen.

- Ne olursa olsun, fikrimi değiştirmem.
- Ne olursa olsun fikrimi değiştirmiyorum.
- Ne olursa olsun, fikrimi değiştirmeyeceğim.