Translation of "‫صديق" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "‫صديق" in a sentence and their turkish translations:

- أنا لدي صديق.
- عندي صديق.

Bir arkadaşım var.

- الكلب صديق الإنسان الوفي.
- الكلب صديق وفي للإنسان.

Köpek insanın en iyi arkadaşıdır.

وخسرت صديق الطفولة،

bir çocukluk arkadaşımı,

توم صديق لي.

- Tom, benim bir arkadaşımdır.
- Tom benim bir arkadaşımdır.

أنت صديق رائع.

Sen böyle iyi bir arkadaşsın.

أصبحت صديق توم.

Tom ile arkadaş oldum.

لابنتي صديق خياليّ.

Kızımın hayali bir arkadaşı var.

هو صديق الطفولة.

O, bir çocukluk arkadaşıdır.

افضل صديق كتاب

- Benim en iyi dostum bir kitaptır.
- En iyi arkadaşım bir kitaptır.

هل هو صديق؟

- O bir arkadaş mı?
- O bir dost mu?

إنهُ صديق أخي.

O benim erkek kardeşimin arkadaşıdır.

سامي صديق آخر.

Sami başka bir arkadaştır.

لديه صديق من الجوار

Mahalleden bir arkadaşı var

هو صديق لإحدى صديقاتي.

O bir arkadaşın arkadaşıdır.

كان صديق جدير بالثقة.

O güvenilir bir arkadaştı.

توم ليس صديق ماريا

Tom Mary'nin arkadaşı değil.

لدى سامي صديق مسلم.

Sami'nin Müslüman bir arkadaşı var.

ثم قال لي صديق طفولتي،

Sonra benim çocukluk arkadaşım bana dedi ki;

عادة إذا أخبرك صديق بذلك

normalde bunu size bir arkadaşınız söylese

صديق يسأل أو شعري حقيقي

bir arkadaşımız soruyor ya saçlarım asıl olmuş

صديق يدعى Çiğdem Buse Taş

Çiğdem Buse Taş ismindeki bir arkadaşımız

قال صديق مقرب ، ماذا تفعل؟

Yakın bir arkadaşım aradı dedi ki yobaz ne yapıyosun

قال صديق يدعى رفعت 58

Rıfat58 isimli bir arkadaşımız ise şunu söylemiş

هل لديك صديق يسمى توم ؟

Tom adında bir arkadaşın var mı?

ذهبت للتسوق مع صديق لي.

Ben bir arkadaş ile alışverişe gittim.

لديّ صديق يعيش في إنكلترا.

İngiltere'de yaşayan bir arkadaşım var.

لي صديق أباه ممثل مشهور.

Babası ünlü bir aktör olan bir arkadaşım var.

لي صديق يدرس في الخارج.

Arkadaşlarımdan biri yurt dışında öğrenim görüyor.

لي صديق آخر في الصين.

- Çin'de başka bir arkadaşım var.
- Çin'de bir arkadaşım daha var.

لدي صديق يعيش في سابورو.

Sapparo'da yaşayan bir arkadaşım var.

تخيل أنّ لديك صديق يشير باستمرار

Yanlış yaptığınız her şeyi ve hayatınızda yanlış olan her şeyi

عدم دعوتي لحضور حفل زفاف صديق،

bir arkadaşın düğününe davet edilmeyince

لكن عندما يحتاجون إلى صديق حميم،

ama onların ihtiyacı güler yüzlü birini,

لدى توم صديق يعيش في بوسطن.

Tom'un Boston'da bir arkadaşı var.

كم من صديق لديك على الفيسبوك؟

Facebook'ta kaç arkadaşın var?

- توم صديقي.
- توم هو صديق لي.

- Tom benim arkadaşımdır.
- Tom benim arkadaşım.

- عدوّ عدوّي صديقي.
- عدوّ العدوّ صديق.

Düşmanımın düşmanı dostumdur.

- أنا صديق روبرتس.
- أنا صديقة روبرتس.

Ben Robert'in bir arkadaşıyım.

أنت صديق توم، أليس ذلك صحيحاً؟

Sen Tom'un arkadaşısın, değil mi?

ذهب توم إلى بوسطن مع صديق.

Tom bir arkadaşla Boston'a gitti.

كان سامي صديق فريد في الجامعة.

Sami, Ferit'in üniversite arkadaşıydı.

أرسل صديق لي لم أره منذ سنوات

Çok uzun zamandır görmediğim bir arkadaşım

هو صديق جيد لي، اعتدت العمل معه.

Çok yakın bir dostum ve aslında eskiden birlikte çalışmıştık.

أليس لديك صديق يأتي متأخرا أم لا؟

ya geç gelip yada hiç gelmeyen arkadaşınız yok mu?

‫صديق بشري يلوّح ويلقي التحية وسعيد برؤيتك.‬

Bir arkadaşının seni görünce sevinip el sallaması, selam vermesi gibi.

مايك لديه صديق حيث يعيش في شيكاغو.

Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

لديّ صديق يعمل عند وكالة الفضاء الأمريكية.

NASA için çalışan bir arkadaşım var.

قُتِلَ سامي من طرف صديق فريد المقرّب، رامي.

Sami, Ferit'in en yakın arkadaşı Rami tarafından öldürüldü.

عندما أبدأ في المدرسة الابتدائية، سأحصل على صديق، زميل،

ilkokula başladığım zaman arkadaşım olacak, dostum olacak,

كان لدي صديق فرنسي كان قد قال لي يوماً:

Fransız arkadaşlarımdan biri geldi ve dedi ki,

الأكاذيب التي بدأت مع صديق في الماضي ، بدأت مع

geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

غادر توم منزله بلندن لزيارة صديق له في ساوثبتون.

Dan, Southampton'daki bir arkadaşınızı ziyaret etmek için Londra'daki evinden ayrıldı.

عندما تفكرون في طفل، أو صديق حميم، أو شريك رومانسي،

Çocuğunuzu, yakın bir arkadaşınızı ya da duygusal partnerinizi düşündüğünüzde

- أنا لدي صديق في إنجلترا.
- أنا لدي صديقة في إنجلترا.

İngiltere'de bir arkadaşım var.

إذا كنت تتحدث مع صديق من مسافة قريبة، يزداد الخطر،

Eğer bir arkadaşınızla yakın mesafeden konuşuyorsunuz risk yükselir.

عندما كنت في الصف الأول، قدم لي صديق لعائلتنا نصيحة

Birinci sınıfa giderken bir aile dostumuz bana bir tavsiyede bulundu

قد أكون أفضل صديق لك . وقد أكون أسوء عدو لك

Ben senin en iyi arkadaşın ya da en kötü düşmanın olabilirim.

لا أعتقد أنه كان لديها صديق آخر بعد أن فارقت جمال.

Jamal'den sonra onun başka bir erkek arkadaşı olduğunu sanmıyorum.

في حوالي الساعة 4 مساءً ، أصيب صديق لانز القديم الجنرال بوزيت بقذيفة مدفع وقتل أمامه.

Saat 16:00 civarında Lannes'ın eski arkadaşı General Pouzet bir top güllesiyle vuruldu ve önünde öldürüldü.

حتى إذا أدخلتها عن طريق الخطأ ، تخلص من معلومات بطاقتك الائتمانية ، واحصل على بريد إلكتروني ، أو أموالك ، أو صديق ياهو

yanlışlıkla bile girdiysen kredi kartı bilgilerini at bir tane mail al paranı geriye arkadaş yahu