Translation of "‫حاول" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "‫حاول" in a sentence and their turkish translations:

- حاول أن يهرب.
- حاول التهرب.
- حاول الهروب.

O, kaçma girişiminde bulundu.

- حاول مرة أخرى.
- حاول مجدداً.

Tekrar deneyin.

- حاول توم قتلي.
- حاول توم أن يقتلني.

Tom beni öldürmeye çalıştı.

حاول أن تهدأ.

- Dene ve sus.
- Sakinleşmeye çalış.

حاول توم إيقافها.

Tom onu durdurmaya çalıştı.

حاول توم قتلنا!

Tom bizi öldürmeye çalıştı.

حاول فاضل مجدّدا.

- Fadıl yine denedi.
- Fadıl tekrar denedi.
- Fadıl bir daha denedi.
- Fadıl gene denedi.

حاول سامي الانتحار.

- Sami intihar etmeye çalıştı.
- Sami kendini öldürmeye çalıştı.

حاول التلاعب بي.

O beni manipüle etmeye çalıştı.

- حاول أن يتكلم معنا بالفرنسية.
- حاول أن يكلمنا بالفرنسية.

O bizimle Fransızca olarak konuşmaya çalıştı.

- حاول أن يكتب قصةً قصيرةً.
- حاول أن يكتب أقصوصة.

Kısa bir hikaye yazmaya çalıştı.

حاول أن يتقن الفرنسية.

O, Fransızcaya hakim olmaya çalıştı.

لقد حاول أن يخدعني.

O bana kazık atmaya çalıştı.

حاول ألا ينظر إليها.

O ona bakmamaya çalıştı.

حاول الذهاب ببطء أكثر.

Daha yavaş gitmeye çalış.

أقوله كمعلم حاول فهم رؤيته.

Onun vizyonu ile onu anlamaya çalışan bir öğretmen olarak söylüyorum.

والنجاح حيث حاول الناس وفشلوا.

İnsanların denediği, ama başarısız olduklarını başarmak için.

حاول أن يتم إعطاء الرشاوى

verilmeye çalışılan rüşvetleri

هل حاول فرض شيء علينا؟

hiç mi bize bir şey empoze etmeye çalışmıyor acaba?

حاول أن يتخلص من النمل.

O, karıncalardan kurtulmaya çalıştı.

حاول ماكليلان أن يطمئن لينكولن.

McClellan Lincoln'un korkularını yatıştırmak için çalıştı.

حاول فاضل يسهّل للشّرطة مهمّتها.

Fadıl polisin işini kolaylaştırmaya çalıştı.

حاول سامي تنظيف ساحة الجريمة.

- Sami suç mahallini temizlemeye çalıştı.
- Sami olay yerini temizlemeye çalıştı.

حاول سامي شرح الأمر للجميع.

Sam onu herkese açıklamaya çalıştı.

‫حاول ضخ بعض الدماء في اليدين.‬

Kanın ellerinize ulaşmasını sağlayın.

حاول أن تحسن من لغتك الإنجليزية.

İngilizceni geliştirmeye çalış.

حاول أن يدفعني لأسقط في الماء.

O beni suya itmeye çalıştı.

حاول توم ألا ينظر إلى ماري.

Tom Mary'ye bakmamaya çalıştı.

حاول فاضل أن يخفي جثة دانية.

Fadıl, Dania'nın cesedini saklamaya çalıştı.

حاول فاضل أن يركّر على أسرته.

Fadıl ailesine odaklanmaya çalıştı.

حاول سامي أن يصف ما حدث.

Sami ne olduğunu tarif etmeye çalıştı.

متى حاول توم أن يفعل ذلك؟

Tom onu ne zaman yapmayı denedi?

‫التوسل للأغراب لن يفيد،‬ ‫مهما حاول جاهدًا.‬

Yabancılardan yemek dilenmek nafile. İstediği kadar denesin.

حاول توم أن يتجنب النظر إلى ماري.

Tom Mary'ye bakmaktan kaçınmaya çalıştı.

حاول توم كل ما بوسعه لإقناع ماري.

Tom Mary'yi ikna etmek için elinden geleni yaptı.

وقلت هيا يا رجل حاول صياغة استعارات جديدة

“Hadi ama dostum! Yeni metaforlar uydurmaya çalışıyorum.

حاول أن تكتشف الجمال الذي لم يظهر بعد

Henüz keşfedilmemiş güzellikleri keşfetmeye çalışıyorum.

حاول الكثيرون السباحة بدروعهم الثقيلة، محاولين الفرار بيأس

Bir çoğu ağır zırhları içinde yüzerek kaçmaya çalışıyor umutsuzca.

لاحظ وجودَ ثقبٍ في سترته، لكنه حاول تجاهله.

Ceketinde bir delik fark etti ama görmezden gelmeye çalıştı.

حاول توم أن يحسن من لغته الفرنسية حديثا.

Tom son zamanlarda Fransızcasını geliştirmeye çalışıyor.

حاول توم أن لا يظهر بأنه خائب الأمل.

Tom hayal kırıklığına uğramış görünmemeye çalıştı.

عموماً، حاول الباحثون العلميًون منذ قرون أن يظهروا

Daha genel olarak, araştırmacılar onlarca yıldır ilgi alanıyla

حاول توم إيقاف ماري عن التحدث مع جون.

Tom Mary'yi John'la konuşmaktan vazgeçirmeye çalıştı.

لا بدّ أنّ سامي حاول أن يغتصب ليلى.

Sami muhtemelen Leyla'ya tecavüz etmeye çalıştı.

‫حاول أن تجد الجزء الفعلي‬ ‫الذي كان حول الصخرة.‬

Kayanın çevresindeki kısmı bulmaya çalışıyorum.

لقد حاول أن يجعل زوجته سعيدة لكنه لم يستطع.

Karısını mutlu etmeye çalıştı fakat edemedi.

حينما حاول مسؤولو الصحة السيطرة على تفشى مرض السارس.

"Sağlık yetkilileri endişe verici bir SARS salgınını kontrol altına almaya çalışıyor"

حاول توم إيقاف ماري من شرب آخر زجاجة من النبيذ.

Tom Mary'nin son şarap şişesini içmesini durdurmaya çalıştı.

ثم حاول الصليبيون الاستيلاء على حماة وحريم، لكنهم فشلوا في المحاولة

Haçlılar daha sonra Hama ve Harim'i almaya çalıştı. ancak girişimi başarısız.

حاول أن تدفعه بطريقة تجعله لا يسقط على الوجه المغطى بالزبدة،

yağlı tarafı aşağı gelmeyecek şekilde düşmesini sağlayacak şekilde

حاول ديما أن يسهل على المرأة: "لا تقلقي، إنه ليس لي".

"Endişelenme," Dima kadını rahatlatmaya çalıştı. "Beni değil."

حاول توم إخباري شيئًا، لكنّ ماري قاطعته قبل أن ينطق ببنت شفة.

Tom bana bir şey söylemeye çalıştı fakat Mary bir şey söyleyemeden onun sözünü kesti.

حاول بكل ما تستطيع، لكن لن تقدر على إجبار شخص على أن يعتقد شيئًا ما، ناهيك عن نفسك.

Ne kadar uğraşırsan uğraş, bırak başkasını, kendini bile bir şeye zorla inandıramazsın.