Translation of "قابلة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "قابلة" in a sentence and their turkish translations:

وبنينا أسرّةَ طابقين، قابلة للطي.

açılıp kapanan ranzalı yatak inşa ettik.

كل هذه الأشياء قابلة للقياس.

Bunların hepsi ölçülebilir.

كل منتجاتنا الحالية قابلة للاستبدال.

Günümüzde bütün ürünler değiştirilebilir.

هناك أفران شمسية قابلة للطوي.

Katlanabilir güneş ocakları var.

وقد أحضرت الفرق هوائيات اتصالات قابلة للنفخ

ve ekipler uydulara bağlanabilen şişirilebilir antenler

ألا يمكن أن تكون أبنية بدوية قابلة للطي،

Bu yapılar taşınılabilir ya da şişirilebilir olamaz mı?

وهذا يبدو أنه يجعل الحياة ليس فقط قابلة للعيش،

Ve sadece hayatı daha yaşanır yapmak değil

يمكننا التوصل إلى حلول للمشاكل التي كانت غير قابلة للفك سابقًا.

önceden aşılamayan sorunlara çözümler bulabiliriz.

يجب أن نجعل "باتاغونيا" قابلة للسكن. هذا ممكن. نستطيع تغيير المناخ في صحراء "أتاكاما".

Patagonya'yı yerleşilebilir kılmalıyız, ki bu mümkün. Atacama Çölü'nün iklimini değiştirebiliriz.