Translation of "النهاية" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "النهاية" in a sentence and their turkish translations:

‫وفي النهاية...‬

Ve nihayetinde...

الدفاع عن النهاية أو الشر حتى النهاية

birini sonuna kadar savunmak veya sonuna kadar kötülemek

وظننت أنها النهاية.

Bunun son olduğunu düşünmüştüm.

هذه هي النهاية.

Bu sondur.

تباً .. هذه النهاية

S*ktir et, bu kadar. Sonuna geldik.

وفي النهاية، هنالك الطب.

Ve son olarak tıp konusu var.

ماذا حدث في النهاية

sonunda ne oluyordu

دعهم يأخذونها حتى النهاية

çeksinler yahu sonuna kadar çeksinler

والاستعباد ... وفي النهاية ، الغزو.

köleleştirdiler… ve nihayetinde fethettiler.

في النهاية حل الخلاف.

Tartışma sonunda halledildi.

ففي النهاية، الأمر كلّه مسؤوليتكم.

Günün sonunda bu sorumlulukların tümü bize ait.

الكوكب بأسره سيعاني في النهاية.

tüm gezegen önünde sonunda acı çeker.

وفي النهاية ، ربما لا يهم.

Ve sonunda, belki de önemli değil.

لكن في النهاية، وجدت مبدأ أساسيا.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

المال ليس كل شيء في النهاية.

Para her şeyin sonu değildir.

وفي النهاية لابد من اتخاذ القرارات.

Eninde sonunda bir karar almanız gerekiyor.

لكن في النهاية بررتها ظناً أنه

Ama en sonunda düşünerek mantığıma oturttum.

أوافق على هذا التعليق حتى النهاية

Bu yoruma ben de sonuna kadar katılıyorum

مالذي سأكون جيداً فيه في النهاية؟

Sonuçta neyde iyi olabilirdim?

وفي النهاية، بدأت في السير أثناء نومي.

ve sonunda uyur gezerliğe başladım.

متمسكاً بإيمانه أنه سيبقى حياً في النهاية.

kendi durumunun sert gerçekleriyle yüzleşti.

وفي النهاية عندما يُنادى اسمه، ويعتلي المنصة

En son ismini anons ettiklerinde kürsünün başına geldiğinde

تبيّن في النهاية أنّني كنت على حق.

Benim haklı olduğum ortaya çıktı.

الذين، في النهاية، يعملون لدى هؤلاء الثلاثة بالمئة.

%97'nin bir parçası da olabilirsiniz.

وفي النهاية، لأولئك الذين يختلفون عنّا في المظهر.

nasıl genişlettiğimizi değiştirme fikrine sahip bir kozmetik şirketi kurdum.

ويمكننا في النهاية الاستثمار في أعظم مصادر قوتنا.

Sonunda en büyük varlığımıza yatırım yapabiliriz.

‫هذه هي خطورة‬ ‫التزلج وأنت لا ترى النهاية.‬

İşte tehlike buydu, yolun sonunu görmeden kayarsanız bu olur.

لأن العمارة في النهاية هي فن تشييد المباني.

çünkü mimari en nihayetinde inşa etme sanatıdır.

وفي النهاية، أسأل نفسي كيف أن مدينة فائقة الذكاء

Son olarak da kendime muhteşem bir gelecek şehrinin

في النهاية تحدثت مع هذا الرجل لخمس دقائق تقريبًا.

Bu adamla konuşmayı yaklaşık beş dakikada bitirdim.

لا تقلقي سيكون كل شيءٍ على مايرام في النهاية"

Merak etme, sonunda her şey iyileşir."

ولكنها في النهاية، كانت قادرة على الذهاب لكلية المجتمع

Ama nihayetinde devlet üniversitesine giderek

حتى النهاية ، حتى عندما بدأت إمبراطورية نابليون في الانهيار.

bulunmasını ve Napolyon imparatorluğu çökmeye başladığında bile sonuna kadar direniş göstermesini sağladı.

العواصم الاوروبية ودرست في مدارسها لتنجح في النهاية بثلاث

Sonunda Arapça dışında üç dilde, yani İngilizce, Fransızca ve İspanyolca'da

النهاية لانقراض انواعٍ كثيرةٍ من السمك وبشكلٍ نهائيٍ من

, dünyadaki birçok balığın neslinin tükenmesine yol açacaktır

ففي النهاية، لن يكون هذا بذلك القدر من الرضى.

Sonuç olarak, bu iş benim için gerçekten tatmin edici olmazdı.

‫سيقودك في النهاية إلى الناس.‬ ‫حسناً، لنبق بالقرب منه الآن.‬

Önünde sonunda sizi insanlara götürür. Pekâlâ, şimdi buna yakın duralım.

هل كسرت دينك في النهاية ، لا حاجة لفعل أي شيء

en sonda dinini bozdun mu zaten bir şey yapmaya gerek yok

يجب أن يتحمل برتييه بعض اللوم عن النهاية الكارثية لمعركة

Savaşı'nın felaketle sonuçlanan sonunun da bir kısmını suçlamak zorundadır

"اود ان اصدق انه في النهاية سيكون مثل فيروس الأنفلونزا"

"Bunun, grip virüsü gibi sonuçlanacağına inanmak istiyorum."

إلقاء السلام، تبادل الحديث، الطريق، الصيدلية. يأتي هذا في النهاية.

Selam, muhabbet, cadde, eczane. İşte en son bu geliyor.

وفي النهاية، أدرك الجميع أنني لم أكن ثملاً، أو متعاطياً للمخدرات

ve eni sonu herkes sarhoş ya da madde etkisi altında olmadığımı,

فبعد أن وصلنا هناك في النهاية، لم أكن قد وُلدت بعد،

En son aya gittiğimizde, ben daha doğmamıştım bile

لكنه ظل في الميدان ، موجهًا الهجوم ... والذي كان ، في النهاية ، ناجحًا.

ancak sahada kalarak saldırıyı yönetti ... ki bu sonuçta başarılı oldu.

خائفًا ومتحديًا حتى النهاية ، مات بسهم إنجليزي في حلقه ، إلى جانب

. Korkusuz ve sonuna kadar meydan okuyan o , ordusunun çoğunun yanında boğazında bir İngiliz okuyla öldü

‫في النهاية، بعد نحو مئة يوم،‬ ‫نما الذراع ثانيةً بشكل كامل.‬

Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.

وفي النهاية، لاتفكر أنه من أجل أن تفعل ما هو قيم،

Ve son olarak, değerli olan şeyi yapmak için,

أدركت في النهاية بعد عدة سنين من العمل مع هؤلاء الأشخاص الصغار،

Bu genç insanlarla birkaç yıl çalıştıktan sonra

ويشعر الناس بالإهانة حين تقول إن السياسة تصبح في النهاية فوق القانون.

Siyasi eylemlerin hukukun üstüne çıktığı söylendiğinde insanlar alınıyor.

أجل القرى الموجودة على الهضبة ... حتى تم كسر المقاومة البروسية في النهاية.

şiddetli çatışmalara girdiler … ta ki sonunda, Prusya direnişi kırılıncaya kadar.

لكن في النهاية تقبلت الأمر، حيث أردت أن أختبر نفسي ضد "إل كابيتان"

Ama sonunda El Cap'e karşı kendimi denemeyi kabul ettim.

في النهاية، كان على المدافعين التخلي عن دفاعاتهم الخارجية والعودة إلى الجدار الداخلي

Nihayet , savunanlar dış savunmayı terketmek zorunda kaldu ve iç duvarın arkasında toplandı.

على مقربة من مضيق ميسينا، تم رصدهم ومهاجمتهم في النهاية من قبل البحرية السرقوسية

Messina boğazı civarlarında tespit edilip Siraküza donanması tarafından saldırıya uğradılar.

"ماذا يمكن أن يفعله الفيروس بنا؟" إذا قال أحد ، شاهد هذا الفيديو حتى النهاية.

"Ya bir virüs bize ne yapabilir?" diyenler varsa bu videoyu sonuna kadar izleyin.