Translation of "الجبهة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الجبهة" in a sentence and their turkish translations:

الجبهة ، على الأقل -

en azından ön -

وتتمثل الجبهة الثانية في المجتمع.

İkincisi ise toplum.

قاد بيبرس شخصيا وحدته من الجبهة، وحث رجاله على الدفاع

Baybars bizzat adamlarını önden yöneterek ülkelerini işgalciye karşı

على الجبهة الشرقية، قد انتهت الروس تراجع طويل واستقرت الخط،

Doğu Cephesinde, Ruslar sona erdi. uzun bir geri çekilme ve çizgi stabilize,

لهزيمته في فردان، وأقال فالكنهاين، وأبطال ألمانيا في الجبهة الشرقية،

Verdun'daki yenilgisi için Falkenhayn görevden alındı, ve Almanya'nın Doğu Cephesindeki kahramanları,

لسحق من خلال الجبهة، وتخفيف الضغط من الحليف الروسي المحاصر بهم.

ön taraftan parçalanmak ve basınç altına almak Kuşatılmış Rus müttefikleri.

على الجبهة الشرقية، الألمانية المشير فون هيندينبيرغ تشن هجوما في فصل الشتاء،

Doğu Cephesinde, Alman Saha Mareşal von Hindenburg bir Kış Saldırısı başlattı,

على الجبهة الغربية والفرنسية والبريطانية و حفرت القوات البلجيكية في معاكسة الألمان،

Batı Cephesinde, Fransız, İngiliz ve Belçikalı birlikler Almanların tam karşısında,

على الجبهة الغربية، وإطلاق الفرنسيين لهم أول هجوم كبير ضد الخطوط الألمانية:

Batı Sınırında Fransızlar Almanlara karşı ilk büyük saldırıyı başlatır

إعادة نشر ضخمة مثل هذا ، الحق في الجبهة من العدو ، وكان عالية المخاطر.

Bunun gibi düşmanın tam önünde gerçekleştirilen bir yeniden konuşlandırma yüksek riskliydi

على الجبهة الغربية، والحلفاء جبل على أكبر هجوم من الحرب حتى الآن، تصميم

Batı Cephesinde Müttefikler, şimdiye kadar savaşın en büyük saldırısı, tasarlanmış

على الجبهة الغربية، أن أول عيد ميلاد وضعت في بعض القطاعات التي هدنة قصيرة،

Batı Cephesinde, ilk Noel bazı sektörlerde kısa bir ateşkesle,