Examples of using "أقنع" in a sentence and their turkish translations:
Fadıl, Leyla'yı ona bir silah almaya ikna etti.
Fadıl'ı Müslüman olmaya ne ikna etti?
Sami Leyla'yı Müslüman olmaya ikna etti.
Tom kendisinin masum olduğu konusunda Mary'yi kolayca ikna etti.
Fadıl, Dania'yı onunla birlikte Kahire'ye taşımaya ikna etti.
Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.
Bay Suzuki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.
dekan ise bari mezuniyet töreninde basına haber verelim diyerek ikna etti Kemal Sunal'ı