Translation of "أساس" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "أساس" in a sentence and their turkish translations:

ليست أساس الخدعة.

bu numaranın baş rolü değil.

الرياضيات أساس الحرية.

- Özgürlüğün özü matematiktir.
- Hürriyetin özü matematiktir.
- Özgürlüğün temeli matematiktir.

فماذا يقولون على أساس

peki bunu neye dayanarak söylüyorlar

مبادئ التعليم التي ستكون أساس للجمهورية،

işte o zaman Cumhuriyet'te esas olacak bütün eğitim ilkeleri,

أساس الكثير من النجاح العسكري لنابليون.

'vazgeçilmez Mareşal'di .

ضعه فى الصدارة، وتتعامل على أساس ذلك.

ön plana çıkarıp üstesinden gelin.

أو كوننا على ما يرام على أساس يومي

etkilediği (belirlediği) düşüncesi

تقدير قدرات التربة باعتبارها أساس الحياة في الأرض،

Yeryüzündeki tüm yaşamın temeli olma yeteneğine saygı,

‫والذي بدوره يغير أساس الكثير‬ ‫من حيوات المخلوقات البحرية.‬

Bu durum da pek çok deniz canlısının hayatındaki kilit olayları belirler.

وبدأت في عدم التدريب على أساس أنها عطلت الانضباط العسكري

ve askeri disiplini bozduğunu gerekçesiyle eğitimlere alınmamaya başlandı

في الواقع إنها الخيارات الصغيرة التي تقوم على أساس لحظة بلحظة

Önemli olan, anlık yaptığımız küçük seçimlerdir.

لكن الاكتشافات الحديثة تشير إلى أن حكايات الملك هيرولف لها أساس في الواقع.

Ancak son keşifler, Kral Hrolf'un hikayelerinin aslında bir temeli olduğunu gösteriyor.

إن إرادة الشعب هي مصدر سلطة الحكومة، ويعبر عن هذه الإرادة بانتخابات نزيهة دورية تجري على أساس الاقتراع السري وعلى قدم المساواة بين الجميع، او حسب أي إجراء مماثل يضمن حرية التصويت.

Halkın iradesi kamu otoritesinin esasıdır; bu irade, gizli şekilde veya serbestliği sağlayacak muadil bir usul ile cereyan edecek, genel ve eşit oy verme yoluyla yapılacak olan devri ve dürüst seçimlerle ifade edilir.

لكل شخص الحق في التعلم، ويجب أن يكون التعليم في مراحله الأولى والأساسية على الأقل بالمجان، وأن يكون التعليم الأوّلي إلزاميا وينبغي أن يعمم التعليم الفني والمهني، وأن ييسر القبول للتعليم العالي على قدم المساواة التامة للجميع وعلى أساس الكفاءة.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.

لقد أتيت إلى هنا للبحث عن بداية جديدة بين الولايات المتحدة والعالم الإسلامي استنادا إلى المصلحة المشتركة والاحترام المتبادل وهي بداية مبنية على أساس حقيقة أن أمريكا والإسلام لا تعارضان بعضها البعض ولا داعي أبدا للتنافس فيما بينهما بل ولهما قواسم ومبادئ مشتركة يلتقيان عبرها ألا وهي مبادئ العدالة والتقدم والتسامح وكرامة كل إنسان

Ben buraya dünyada Birleşik Devletler ve Müslümanlar arasında yeni bir başlangıç noktası aramak için geldim; biri karşılıklı ilgi ve karşılıklı saygıya dayalı; biri Amerika ve Müslümanın münhasır olmadığı ve rekabet içinde olması gerekmeyen gerçeğine dayalı.Bunun yerine onlar örtüşürler ve ortak prensipleri paylaşırlar - adalet ve ilerleme prensipleri tüm insanların hoşgörü ve haysiyeti.