Translation of "Yumurta" in Spanish

0.020 sec.

Examples of using "Yumurta" in a sentence and their spanish translations:

Onlar yumurta.

Son huevos.

Yumurta yedik.

- Hemos comido huevos.
- Comimos huevos.

- Yumurtaları sevmediğimi biliyorsun.
- Yumurta sevmediğimi bilirsin.
- Yumurta sevmediğimi biliyorsun.
- Yumurta sevmediğimi bilirsiniz.
- Yumurta sevmediğimi biliyorsunuz.

Tú sabes que no me gustan los huevos.

Peki yumurta kabukları?

Los cascarones.

Ben yumurta sevmiyorum.

No me gustan los huevos.

Ben yumurta sevmem.

- No me gustan los huevos.
- Odio los huevos.

Bir yumurta kaynat.

Hierve un huevo.

Yumurta sarısını severim.

- Me encantan las yemas de huevo.
- Me gustan las yemas.

Tom yumurta pişiriyor.

Tom está cociendo un huevo.

Tom yumurta sevmiyor.

A Tom no le gustan los huevos.

Yumurta sarısı sarıdır.

La yema es amarilla.

Biz yumurta yedik.

- Hemos comido huevos.
- Comimos huevos.

- Birkaç yumurta almaya gitmeliyim.
- Birkaç yumurta almaya gitmem gerekiyor.
- Gidip biraz yumurta almalıyım.

Necesito ir a conseguir huevos.

- Tek yumurta ikizleri doğurdum.
- Tek yumurta ikizleri dünyaya getirdim.

Di a luz a gemelos idénticos.

- Bir yumurta gibi görünüyor.
- Bu bir yumurta gibi görünüyor.

Parece un huevo.

Bir yumurta gibi görünüyor.

Parece un huevo.

Tavuk bir yumurta yumurtladı.

La gallina ha puesto un huevo.

Tavuk beş yumurta yumurtladı.

La gallina puso cinco huevos.

O, bir yumurta çıkardı.

Él sacó un huevo.

Yumurta silah olarak kullanılabilir.

Los huevos se pueden ocupar como armas.

Annem on yumurta kaynattı.

Mamá hirvió diez huevos.

Tom bir yumurta kızartıyor.

Tom está friendo un huevo.

Tom bir yumurta kaynatıyor.

Tom está cociendo un huevo.

Yılan bir yumurta yutuyor.

La serpiente se está tragando un huevo.

İnsanlar politikacıya yumurta fırlattılar.

Le tiraron huevos al político.

Birkaç taze yumurta istiyorum.

Quiero algunos huevos frescos.

Bir yumurta bir zigottur.

El huevo es un zigoto.

Buzdolabından bir yumurta al.

Coge un huevo de la nevera.

Yazın, yumurta çabuk bozulur.

En verano, los huevos se pudren rápido.

Hepsi on yumurta vardı.

Había diez huevos en total.

Bana bir yumurta kızart.

- Fríeme un huevo.
- Preparame un huevo estrellado.

Hiç yumurta aldın mı?

¿Has comprado unos huevos?

Yarım düzine yumurta aldım.

Compré media docena de huevos.

O düzineyle yumurta aldı.

Ella compró huevos por docena.

Biraz yumurta likörü al.

- Toma un poco de ponche.
- Bebe un poco de ponche.

Pastırma ve yumurta pişireceğim.

Voy a cocinar huevos y tocinos.

Bu yumurta kötü kokuyor.

Este huevo huele mal.

Kutuda birkaç yumurta var.

Hay algunos huevos en la caja.

- O yaklaşık bir yumurta büyüklüğünde.
- O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

Tiene cerca del tamaño de un huevo.

Çiğ yumurta yiyemem. Onlar pişirilmeli.

- No puedo comer huevos crudos, tienen que estar cocinados.
- No puedo comer huevos crudos, tienen que estar cocidos.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğündedir.

- Tiene cerca del tamaño de un huevo.
- Es aproximadamente del tamaño de un huevo.

Kutuda çok sayıda yumurta var.

Hay muchos huevos en la caja.

O bir düzine yumurta aldı.

Él compró una docena de huevos.

Tom, Mary'ye bir yumurta fırlattı.

Tom le tiró un huevo a Mary.

O kutuda birçok yumurta var.

Hay muchos huevos en esa caja.

Sepette bir sürü yumurta var.

Hay muchos huevos en la cesta.

Tom buzdolabından birkaç yumurta çıkardı.

Tom sacó algunos huevos del frigorífico.

Dün kaç tane yumurta alabildin?

¿Cuántos huevos pudiste conseguir ayer?

Bizde de hiç yumurta kalmadı.

A nosotros tampoco nos quedan huevos.

O, mutfakta birkaç yumurta kaynattı.

Él coció unos huevos en la cocina.

Annen kaç tane yumurta aldı?

¿Cuántos huevos compró mamá?

Bu yumurta kabuklarını nereye atarım?

¿Dónde tiro estas cáscaras de huevo?

İki karton yumurta satın al.

Comprá dos cartones de huevos.

Tom, Mary'ye çürük yumurta attı.

Tom le tiró un huevo podrido a Mary.

Yumurta beyazlarını katılaşana kadar çırpın.

Bate las claras del huevo hasta que estén duras.

Çiğ yumurta yiyemem; pişmiş olmalılar.

No puedo comer huevos crudos; deben estar cocidos.

- Patates salatası haşlanmış yumurta ister.
- Patates salatasına haşlanmış yumurta konmamış.
- Patates salatasına haşlanmış yumurta da konsa hiç fena olmaz.

Le falta huevo duro a esta ensalada rusa.

- İnekler bize süt verir ve tavuklar, yumurta.
- İnekler bize süt, tavuklar da yumurta verir.
- İnekler bize süt verir, tavuklar da yumurta.

Las vacas nos dan leche y las gallinas, huevos.

Ayrıca yatağı yumurta için daha sıcak

También provoca algunos cambios

Ayrıca hepsi, mutfakta yumurta, çay bardakları,

Y todos funcionan en base a las leyes fundamentales de la Física

Tavuk bu sabah bir yumurta yumurtladı.

La gallina ha puesto un huevo esta mañana.

O, yaklaşık bir yumurta büyüklüğünde idi.

Era más o menos del porte de un huevo.

Mağazaya gidip biraz yumurta alabilir misiniz?

¿Podrías ir a la tienda y traer algunos huevos?

Benim bir tek yumurta ikizim var.

Tengo un gemelo idéntico.

Benim için bir yumurta kaynatır mısınız?

¿Hervirías un huevo por mí?

Birkaç yumurta ve biraz süt aldım.

Compré algunos huevos y un poco de leche.

Dün tavuklarımız bir sürü yumurta yumurtladı.

- Ayer nuestras gallinas pusieron muchos huevos.
- Nuestras gallinas pusieron muchos huevos ayer.

En son ne zaman yumurta kızarttın?

¿Cuándo fue la última vez que freíste un huevo?

Bir sinek kaç tane yumurta yumurtlar?

¿Cuántos huevos pone una mosca?

Bu sabah kaç tane yumurta yedin?

¿Cuántos huevos te has comido esta mañana?

Bir düzine yumurta satın almak istiyorum.

Deseo comprar doce huevos.

Yarın sabah kahvaltı için yumurta istiyorum.

Quiero huevos para el desayuno de mañana.

Dışarısı çok sıcak, bir yumurta kızartabilirsin.

Hace tanto calor afuera que podrías freír un huevo.

O, bir düzine yumurta satın aldı.

- Compró una docena de huevos.
- Ella compró una docena de huevos.

Her gün kahvaltıda haşlama yumurta yerim.

Cada día me como un huevo cocido de desayuno.

Onlar sertleşene kadar yumurta beyazlarını çırpın.

Bate las claras de huevo hasta que estén duras.

Bu patates salatası haşlanmış yumurta istiyor.

Le falta huevo duro a esta ensalada rusa.

Tom ve John tek yumurta ikizleri.

Tom y John son gemelos idénticos.

Onlar elma, mandalin,yumurta vb. satıyorlar.

Ellos venden manzanas, mandarinas, huevos y así.

Yumurta kabuklarını organik çöp tenekesine atın.

Tire las cáscaras de huevos en el cesto de basura orgánica.

Tom et ya da yumurta yemez.

Tom no come carne o huevos.

Tom Mary'nin çiğ yumurta sevmediğini biliyor.

Tom sabe que a Mary no le gustan los huevos crudos.

O, iki düzine yumurta satın aldı.

Ella compró dos docenas de huevos.

Yumurtaları kırın ve yumurta sarılarını çıkarın.

Rompa los huevos y retire las yemas.

- Hangisi önce geldi: tavuk mu yoksa yumurta mı?
- Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan?

¿Qué fue primero, el huevo o la gallina?

Gece, yumurta bırakmak için en güvenli zaman.

la noche es el momento más seguro para anidar.

Tom ve ben tek yumurta ikizi değiliz.

Tom y yo no somos gemelos idénticos.

İki tane kızarmış yumurta ve kahve, lütfen.

Dos huevos fritos y un café, por favor.

São Paulo ülkedeki en büyük yumurta üreticisi.

San Pablo es el mayor productor de huevos del país.

Et ve yumurta bir sürü proteine sahiptir.

La carne y huevos tienen mucha proteína.

Tom gençken, her gün üç yumurta yedi.

Cuando Tom era joven, se comía tres huevos al día.

- Süt, yumurta, tereyağı ve benzeri şeyleri satın almalısınız.
- Süt, yumurta, tereyağı ve daha nicesini alman gerekiyor.

Debes comprar leche, huevos, mantequilla, etcétera.

Ve alnımın üzerinde yumurta büyüklüğünde şişliği fark ettik.

y ver el chichón del tamaño de un huevo que sobresalía en mi frente.