Translation of "Yanındaki" in Spanish

0.003 sec.

Examples of using "Yanındaki" in a sentence and their spanish translations:

Sonra yanındaki arkadaşına dönüp

Y él miró al tipo del otro lado:

Kapının yanındaki bisiklet benimdir.

La bicicleta que está al lado de la puerta es mía.

Gölün yanındaki ev benimkidir.

La casa junto al lago es mía.

Çatalın yanındaki kaşık kirli.

La cuchara al lado del tenedor está sucia.

Tom sobanın yanındaki taburede oturuyordu.

Tom estaba sentado en un taburete junto a la estufa.

O pencerenin yanındaki masayı kullanmayın.

No uséis aquella mesa junto a la ventana.

Gölün yanındaki eski kilise çok güzel.

La iglesia vieja que está al lado del lago es muy bonita.

Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?

¿Quién estuvo en la fiesta aparte de Jack y María?

Tom'un nehrin yanındaki otelde bir odası var.

Tom tiene una habitación en el hotel de al lado del río.

Daha da ilginç olanı hemen yanındaki camiler dolmazken

aún más interesante es que las mezquitas de al lado no están llenas

Tom bara girdi ve Mary'nin yanındaki tabureye oturdu.

Tom entró al bar y se sentó en el banquillo junto a María.

Tom bana otelin yanındaki restoranda onunla buluşmamı söyledi.

Tom me dijo que yo lo encontrara en el restaurante al lado del hotel.

Bir adam içeri geldi ve onun yanındaki tabureye oturdu.

Un hombre entró y se sentó en el taburete al lado de ella.

Dün gece biri evimin yanındaki küçük dükkana zorla girdi.

Anoche, alguien se metió a la pequeña tienda cerca de mi casa.

Ve dünyanın dört bir yanındaki birçok milletle iyi ilişkilerimiz oldu.

y muchas naciones del mundo.

Evimin yanındaki kütüphane bütçe kesintileri yüzünden şimdi haftada yalnızca üç gün açık.

La biblioteca cercana a mi domicilio sólo abre ahora tres días a la semana por recortes presupuestarios.