Translation of "Yanıma" in Spanish

0.039 sec.

Examples of using "Yanıma" in a sentence and their spanish translations:

Yanıma oturduklarında

Pero cuando se sentaron a mi lado,

Kız yanıma oturdu.

La niña se sentó al lado mío.

O, yanıma oturdu.

- Ella se sentó a mi lado.
- Ella se sentó al lado mío.

Ken yanıma oturdu.

- Ken se sentó a mi lado.
- Ken se sentó junto a mí.

Tom yanıma oturdu.

Tom se sentó a mi lado.

Benim yanıma oturdu.

Él se sentó junto a mí.

Gel yanıma otur.

Siéntate conmigo.

Yanni yanıma oturdu.

Yanni se sentó a mi lado.

Pek de yanıma kalmaz.

no tanto.

Sonra Chaz yanıma oturdu.

Entonces, Chaz se sentó a mi lado.

Gel ve yanıma otur.

Ven y siéntate a mi lado.

Bunu yanıma almak istiyorum.

Me gustaría llevarme esto conmigo.

O köpeği yanıma yaklaştırma!

¡No dejes que ese perro se me acerque!

Güzel bir kız yanıma oturdu.

Una bella muchacha estaba sentada junto a mí.

"orta esmer renkli" olmak yanıma kalabilirdi,

podía decirse que tenía "piel de tono medio",

Sonra kocamı aradım, hemen yanıma geldi

Después llamé a mi marido y vino corriendo a buscarme

Hızla yanıma geldi ve bana tutundu.

se apresuró, y vino hacia mí.

Yaşlı bir adam otobüste yanıma oturdu.

Un anciano se sentó conmigo en el autobús.

Burada olduğumu bilseydi, hemen yanıma gelirdi.

Si él supiera que estoy aquí, vendría en seguida adonde mí.

Yedinci sınıfta okuyan bir grup yanıma gelip

Un grupo de alumnos del séptimo grado se me acercó a mí y me dijo:

Otobüs dolu ve hiç kimse yanıma oturmuyor.

La micro está llena y nadie se sienta a mi lado.

- Ben kamerayı beraberimde götürdüm.
- Kamerayı yanıma aldım.

- Llevé la cámara conmigo.
- Anduve con mi cámara.

Hava bulutlu olduğu için şemsiyemi yanıma aldım.

Está nublado, me llevo mi paraguas.

Yolculuğa çıkacağımda, çoğunlukla, yanıma bir dergi alırım.

Normalmente llevo una revista cuando voy de viaje.

Sık sık benim yanıma oturur ve müzik dinler.

Él se sienta a menudo junto a mí y escucha música.

Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

Yo llevaba paraguas pero mi amigo no.

- Atıştırmalık olarak kendime basit bir sandviç alıyorum.
- Yanıma atıştırmalık tereyağlı ekmek alıyorum.

En la merienda me tomo un bocadillo.

- Benim yanımda şemsiyem vardı fakat arkadaşımın yoktu.
- Yanıma bir tane şemsiye aldım, ama arkadaşım şemsiye getirmemiş.

Yo tenía paraguas, pero mi amigo no.