Translation of "Kağıt" in Spanish

0.017 sec.

Examples of using "Kağıt" in a sentence and their spanish translations:

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

El papel es blanco.

Kağıt beyaz.

El papel es blanco.

Yazıcıya kağıt lazım.

La impresora necesita papel.

Kağıt ağaçtan üretilir.

El papel se fabrica de la madera.

Kağıt kolaylıkla tutuşur.

El papel se prende fácil.

Taş, Kağıt, Makas

- Piedra, papel, tijeras.
- Piedra, papel o tijera.

Kağıt kase ucuzdur.

El tazón de papel es barato.

Kağıt hızlı yanar.

El papel se quema rápidamente.

Kağıt kolayca yakar.

El papel se quema fácilmente.

Bu kağıt pürüzlü.

Este papel es áspero.

Bu kağıt ithal.

Este papel es importado.

Kağıt beyazdır; kar da beyazdır. Kağıt ve kar beyazdır.

El papel es blanco, la nieve también es blanca, el papel y la nieve son blancos.

Çok az kağıt kaldı.

Queda muy poco papel.

Kağıt Çin'de icat edilmiştir.

El papel fue inventado en China.

Bana biraz kağıt getir.

- Consígueme algo de papel.
- Consígame algo de papel.

İşte bir parça kağıt.

Aquí hay un pedazo de papel.

Çocuk kağıt uçak yaptı.

El niño hizo un avión de papel.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

Este papel no absorbe la tinta.

Bana bir kağıt verin.

Dame una hoja de papel.

Bir parça kağıt istiyorum.

Quiero un poco de papel.

Asıl sihir kağıt üzerinde olmuyor.

es que la magia realmente no ocurre en el papel.

Yazmak için hiç kağıt yok.

No hay papel en cual escribir.

Herhangi bir kağıt işe yarar.

Cualquier papel sirve.

Lütfen bana bir kağıt getir.

Tráigame una hoja de papel, por favor.

Ona bir yaprak kağıt verdi.

Él le dio una hoja de papel.

Taş, kağıt, makas oynayalım mı?

¿Jugamos al piedra, papel, tijera?

Bana bir parça kağıt ver.

- Dame un trozo de papel.
- Dame un pedazo de papel.

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

A Tom le gusta hacer aviones de papel.

Kağıt Çinliler tarafından icat edildi.

El papel lo inventaron los chinos.

İhtiyacımdan fazla kağıt kullanmamaya çabalıyorum.

Trato de no usar más papel de lo que necesito.

Ben bir kağıt uçak yaptım.

Hice un avión de papel.

Bir kağıt mendile ihtiyacım var.

Necesito un pañuelo.

Bu sadece bir kağıt parçası.

Es solo un trozo de papel.

Bana bir kağıt verir misin?

¿Me daría una hoja de papel?

Benim bir kağıt bardağım var.

Tengo un vaso de papel.

Bu kağıt parçasına adınızı yazın.

Escriba su nombre en esta hoja.

Kağıt üzerinde daha iyiydim tabii ki:

En el papel, por supuesto, estaba mejor:

Ben bu kağıt parçasına yazabilir miyim?

¿Puedo escribir en esta hoja de papel?

Bana beyaz bir kağıt parçası ver.

Dame una hoja en blanco.

Bana bir parça kağıt getir, lütfen.

Tráeme un trozo de papel, por favor.

Metal, kağıt ve tahta tabaklar satarız.

Vendemos platos de metal, papel, y madera.

Kağıt haritalarına olan ihtiyacı ortadan kaldırdı.

tanto en los mares como en los cielos.

Odun, kağıt üretimi için bir hammaddedir.

La madera es la materia prima del papel.

Lütfen bana bir tomar kağıt getir.

Por favor, consígueme un trocito de papel.

Bir sayfa kağıt alın ve yazın!

- ¡Coge un folio y escribe!
- ¡Agarrá un hoja y escribí!

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

El papel fue inventado en China.

Kağıt bardakları plastik olanlara tercih ederim.

Prefiero los vasos de papel a los de plástico.

Amaçlarını bir kağıt parçası üzerine yaz.

Escribe en una hoja de papel tus objetivos.

Oğlan, öğretmene kağıt bir uçak attı.

El niño le tiró un avión de papel al profesor.

O, ona bir parça kağıt verdi.

Ella le dio un trozo de papel.

"Kağıt üzerinde bizim eş-lider olduğumuz yazıyor,

"En el papel está estipulado que somos líderes equitativas,

Salon, kağıt hamurundan ve Paris alçısından yapılır.

Está construido con papel maché y yeso blanco,

Ama dümdüz kağıt gibi değil ki bu

Pero no es como papel plano, eso es

Yazmak için bana bir parça kağıt ver.

¡Pásame un trozo de papel en donde pueda escribir!

On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.

Diez platos de papel cuestan un dólar.

Bana bir kağıt turna kuşu yapar mısın?

¿Me harás una grulla de papel?

Biz metal, kağıt ve tahtadan tabaklar satarız.

Vendemos platos de metal, de papel y de madera.

Kağıt, cam ve plastik geri dönüştürülebilir malzemelerdir.

El papel, el vidrio y el plástico son materiales reciclables.

Tom caddede yüz dolarlık kağıt para buldu.

Tom encontró un billete de cien dólares en la calle.

Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.

Anoté su número de teléfono en un pedazo de papel.

- Biraz kağıda ihtiyacım var.
- Bir miktar kağıt istiyorum.

- Quiero algo de papel.
- Quiero un poco de papel.

Tom bir parça kağıt üzerine bir şey karaladı.

Tom garabateó algo en un trozo de papel.

Lütfen yazmak için bana bir parça kağıt ver.

Dame un pedazo de papel para escribir, por favor.

Duvarların kulakları var, sürgülü kağıt kapıların gözleri var.

Las paredes tienen oídos, las puertas corredizas de papel tienen ojos.

- Japonya çok kâğıt tüketmektedir.
- Japonya çok kağıt tüketiyor.

Japón consume un montón de papel.

Tom gömlek cebinden bir parça katlanmış kağıt çıkardı.

Tom sacó un papel doblado del bolsillo de su camisa.

Hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu

hacer cosas como truco robo de chatarra tres papeles

Bunu içine koymak için bir kağıt torbaya ihtiyacım var.

Necesito una bolsa de papel para guardarlo.

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

Piedra rompe tijera. Tijera corta papel. Papel envuelve piedra.

Yazıcının içinde bir kağıt parçası sıkıştı ve artık çalışmıyor.

Se atascó un papel dentro de la impresora, y ahora no funciona.

Kağıt üretimi uzun bir süre için devlet sırrı olarak kaldı.

La fabricación de papel fue durante mucho tiempo, un secreto de Estado.

Plastik bir torba mı yoksa kağıt bir torba mı istiyorsunuz?

¿Desea una bolsa de plástico o de papel?

Köpeğim bir kağıt havlu yedi. Onun hastalanıp hastalanmayacağını merak ediyorum.

Mi perro se comió una servilleta de papel. Me pregunto si se pondrá malo.

Bir ülke tarafından üretilen kağıt miktarı onun kültürel standartlarıyla yakından ilişkilidir.

La cantidad de papel producido por un país está cercanamente relacionado a sus estándares culturales.

O bir kurşun kalemle bir kağıt parçası üzerine bir daire çizdi.

Ella dibujó un círculo con un lápiz en un trozo de papel.

Bana bir kağıt vinci nasıl katlayacağını öğret. Onu nasıl katlayacağımı unuttum.

Enséñame a hacer una grulla de papel. Me he olvidado de cómo se hace.

- Bu mağaza sadece geri dönüştürülmüş kâğıt kullanır.
- Bu dükkan yalnızca geri dönüştürülmüş kağıt kullanır.

Esta tienda solía reciclar papel.

- Bir kağıt parçasına onun telefon numarasını not aldım.
- Onun telefon numarasını bir kâğıt parçasına yazdım.

Anoté su número en un trozo de papel.

Sırası gelmişken, bu odada klimaya benzer bir şey yok. Onun sahip olduğu tek şey elle tutulan kağıt yelpaze.

Por cierto, esta sala no tiene acondicionador de aire. Todo lo que tiene es un abanico.

Okulda dört çöp kutusu vardır: kağıt için bir, plastik için bir ve cam ve metal için iki tane daha.

Hay cuatro tachos de basura en la escuela: uno para papel, otro para plástico y otros dos para vidrio y metal.