Translation of "Kışın" in Spanish

0.012 sec.

Examples of using "Kışın" in a sentence and their spanish translations:

Kışın ortasında

en medio del invierno,

Kışın başlangıcı.

El comienzo del invierno.

...kışın başları.

es invierno temprano.

Kışın tanıştık.

Nos conocimos un invierno.

Svalbard'da kışın sonları.

Finales del invierno en Svalbard.

Kışın, kuşları beslemeliyiz.

En invierno, debemos alimentar a los pájaros.

Kışın palto giyerim.

En invierno me pongo un abrigo.

Kışın ortalarında olmuştu.

Sucedió en algún punto en medio del invierno.

Ben kışın doğdum.

Nací en invierno.

Çilekler kışın pahalıdır.

Las frutillas son costosas en el invierno.

- Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.
- Kuşlar kışın güneye uçarlar.

Los pájaros vuelan al sur en el invierno.

Ve kışın hayatta kalır.

y sobrevivir al invierno

Kışın hava erken kararır.

- En los días de invierno se oscurece más rápido.
- En invierno se oscurece temprano.

Kışın çok kar var.

En invierno hay mucha nieve.

Güneş kışın erken batar.

El sol se pone temprano en invierno.

Kışın iki yorganla uyurum.

Duermo con dos edredones en el invierno.

Kışın çikolata yemeyi severim.

En invierno me gusta comer chocolate.

Ben kışın ona rastladım.

La conocí durante el invierno.

Kışın, günler daha kısadır.

En el invierno, los días son más cortos.

Kışın sık sık üşütürüm.

Me resfrío harto en invierno.

Kışın bir palto giyerim.

En invierno me pongo un abrigo.

Kışın favori içeceğin nedir?

¿Cuál es tu bebida favorita en invierno?

Sadece kışın şapka takarım.

Sólo me pongo sombrero en invierno.

Kışın çok kar yağar.

Nieva mucho en invierno.

- Kışın sık sık nezle oluyorum.
- Kışın sık sık soğuk alıyorum.

Me resfrío harto en invierno.

- Kışın ben her zaman grip oluyorum.
- Kışın her zaman nezleye yakalanırım.

Siempre me resfrío en invierno.

Kışın buraya nadiren kar yağar.

Rara vez nieva aquí en invierno.

Çoğu ağaç kışın yapraklarını kaybeder.

Muchos árboles pierden las hojas en invierno.

Kışın bile fazla karımız olmaz.

Ni siquiera en invierno nieva mucho.

Güneş kışın daha erken batar.

- En invierno el sol se pone más pronto.
- El sol se oculta más temprano en invierno.

Kışın çok kar yağar mı?

¿Nieva mucho en el invierno?

Fuji Dağı kışın karla kaplıdır.

El monte Fuji se cubre de nieve en invierno.

Kuşlar kışın güneye doğru uçarlar.

Los pájaros vuelan al sur en el invierno.

Kışın burada çok kar olur.

Nieva mucho aquí en invierno.

Kışın başında bir geziye çıkıyorum.

A la entrada del invierno saldré de viaje.

Kışın kendimi daha yorgun hissederim.

En invierno, me siento más cansado.

Kışın kardan adam yapmak eğlencelidir.

Es divertido hacer muñecos de nieve en invierno.

Kışın burası çok soğuk oluyor.

En invierno hace mucho frío aquí.

Burada kışın bile çok karımız olmaz.

No tenemos mucha nieve aquí, ni siquiera en invierno.

Kışın o dağa tırmanmak aptalca olurdu.

Sería una locura escalar esa montaña en invierno.

Sen hiç kışın ısıtıcıyı kapattın mı?

¿Has apagado alguna vez el calefactor en invierno?

Kışın burada çok kar var mı?

¿Hay mucha nieve aquí en el invierno?

Kışın sık sık kayak yapmaya gittim.

A menudo iba a esquiar en el invierno.

Kışın böyle yüksek bir dağa tırmanmamalısın.

No deberías escalar una montaña tan alta en invierno.

Kışın onlar her zaman kayak yapmaya giderler.

Ellos siempre van a esquiar durante el invierno.

İngiltere'de çimlerin kışın bile yeşil olduğunu duydum.

Yo oí que el pasto en Inglaterra es verde incluso en el invierno.

Bu kuşlar kışın Kuzey Afrika'ya göç ederler.

Estas aves emigran al norte de África en invierno.

Kışın yün şapka giymek, insanlar arasında yaygındır.

Es común que la gente use gorras de lana en invierno.

Kışın gelmesi ile, dağlar yakında karla kaplı olacaktır.

- El invierno está al caer, pronto las montañas se cubrirán de nieve.
- El invierno está por caer, pronto las montañas se cubrirán de nieve.

- Buraya kışın kar yağar.
- Burası kışları kar yağışlıdır.

Aquí nieva durante el invierno.

Norveç ve Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar olur.

En países como Noruega o Finlandia, la nieve es abundante en invierno.

Norveç veya Finlandiya gibi ülkelerde kışın çok kar vardır.

En países como Noruega o Finlandia, la nieve es abundante en invierno.

Kışın ortaları geldiğinde, ölüme yakın bu hâlde haftalarca hayatta kalabilir.

A mediados del invierno, sobrevive durante semanas en este estado, como muerta.

Benim odam güneye baktığı için, kışın bile çok soğuk değil.

Puesto que mi habitación está orientada al sur, no es tan fría incluso cuando es invierno.

- Bir sürü arı kışın öldü.
- Kış boyunca birçok arı öldü.

Muchas abejas murieron durante el invierno.

Kışın, önceden uygun hazırlık yapmadan bir dağa tırmanacak kadar aptal değilim.

No soy tan estúpido como para escalar una montaña en invierno sin antes hacer los preparativos adecuados.

Buradaki iklim çok yumuşak olduğu için burada kışın bile nadiren kar yağar.

Como el clima aquí es muy templado, nieva muy rara vez, incluso en invierno.

Burası yaz aylarında çok nemli olur. Öte yandan kışın çok kurak olur.

Aquí hace mucha humedad en los meses de verano. Por otro lado, el invierno es muy seco.

Kışın sunduğu zorlukları avantaja çevirerek o uzun kuzey gecelerinin hakiki hâkimleri hâline gelmişlerdir.

Al hacer que los desafíos del invierno los favorezcan, se convirtieron en los amos verdaderos de estas largas noches del norte.