Translation of "Dinler" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Dinler" in a sentence and their spanish translations:

Tom dinler.

Tom escucha.

Peki, dinler miydim?

¿Lo habría escuchado?

O onu dinler.

Ella le escucha.

Beni dinler misin?

¿Me vas a escuchar?

Tom jazz dinler.

Tomás escucha jazz.

Tom CNN dinler.

Tom escucha la CNN.

Beni dinler misiniz lütfen?

¿Podría tener tu atención, por favor?

O, dini müzik dinler.

Ella escucha música religiosa.

Umarım o beni dinler.

Espero que ella me escuche.

- Tom dinliyor.
- Tom dinler.

- Tom escucha.
- Tom está escuchando.

Babam klâsik müzik dinler.

Mi padre escucha música clásica.

Bazı dinler organ bağışına karşıdır.

Algunas religiones están en contra de la donación de órganos.

Sovyet Rusya'da, radyo dinleyiciyi dinler!

En la Rusia soviética, ¡la radio escucha al oyente!

Tom kahvaltı yaparken radyo dinler.

Tom escucha la radio mientras desayuna.

Her zaman haberleri radyodan dinler.

Siempre escucha las noticias por la radio.

Tom ne tür müzik dinler?

¿Qué clase de música escucha Tom?

Tom sadece punk rock dinler.

Tom solo escucha punk rock.

- O onu dinler.
- O onu dinliyor.

- Ella le está escuchando.
- Ella le escucha.

O, her zaman haberleri radyoda dinler.

Siempre escucha las noticias por la radio.

Evde her gün radyo dinler misin?

¿Escuchas diariamente la radio en tu casa?

O gazeteyi bırakıp beni dinler misin?

¿Puedes dejar ese periódico y escucharme?

Hakim konuştuğunda, mahkeme salonundaki herkes dinler.

Cuando el juez habla, todos los que están en la sala escuchan.

Sık sık sesli kitaplar dinler misin?

¿Escuchas con frecuencia audiolibros?

Tom sadece internete kopyalanan yayınları dinler.

Tom solo escucha podcasts.

Aşırı büyük kulaklarıyla kovuğun içindeki titreşimleri dinler.

Las orejas extragrandes escuchan las vibraciones en la madera hueca.

Başka biri dinlemese bile o onu dinler.

Ella le escucha, aunque nadie más lo haga.

O sadece ellili yılların rock gruplarını dinler.

Él sólo escucha bandas de rock de los años cincuenta.

Erkek kardeşim ambient denilen bir müzik türünü dinler.

Mi hermano escucha un género musical llamado ambient.

Sık sık benim yanıma oturur ve müzik dinler.

Él se sienta a menudo junto a mí y escucha música.

Bazı insanlar yazarken müzik dinler, ancak diğerleri verimliliklerini engellediğini söylüyor.

Algunas personas escuchan música al escribir, pero otras dicen que entorpece su productividad.