Translation of "Düzine" in Spanish

Bir düzine kaşık ve iki düzine kaşık aldım.

Compré una docena de cucharas y dos docenas de tenedores.

Elmalar düzine ile satılırlar.

- Las manzanas se venden por docena.
- Las manzanas se venden por docenas.

Kalemler düzine olarak satılır.

Los lápices se venden por docena.

Yarım düzine yumurta aldım.

Compré media docena de huevos.

Yumurtalar düzine ile satılırlar.

Los huevos se venden por docenas.

Yarım düzine yumurtamız var.

Tenemos media docena de huevos.

Biz yumurtaları düzine ile alırız.

Nosotros compramos los huevos por docenas.

Listeye bir düzine yumurtayı ekle.

Añádele una docena de huevos a la lista.

O bir düzine yumurta aldı.

Él compró una docena de huevos.

İki düzine kalem satın aldım.

Compré dos docenas de lápices.

Kurşun kalemler düzine ile satılırlar.

Los lápices se venden por docena.

Bana bir düzine portakal ver.

Dame una docena de naranjas.

Bir düzine yumurtaya ihtiyacım var.

Necesito una docena de huevos.

Bir düzine insan, istasyonun karşısında toplandı.

Una docena de personas se reunieron frente a la estación.

Bir düzine yumurta satın almak istiyorum.

Deseo comprar doce huevos.

Bir düzine muz satın almak istiyorum.

Quiero comprar una docena de plátanos.

O, bir düzine yumurta satın aldı.

- Compró una docena de huevos.
- Ella compró una docena de huevos.

Bunları düzine ile ısmarlarsan daha ucuz.

Es más barato ordenar estos por docena.

Mary'nin bir düzine yumurtaya ihtiyacı vardır.

María necesita una docena de huevos.

Acaba yumurtalar neden düzine olarak satılıyor.

Me pregunto por qué los huevos se venden por docena.

O, iki düzine yumurta satın aldı.

Ella compró dos docenas de huevos.

O bana yarım düzine keten mendil verdi.

Me regaló media docena de pañuelos de hilo.

En az iki düzine insan göçmenlik gözaltısında öldü.

al menos dos docenas de personas han muerto bajo custodia de inmigración.

Çoğunluğu siyah takımlı erkeklerden oluşan birkaç düzine insan,

Unas cuantas personas, hombres con trajes negros,

Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.

María horneó tres docenas de galletas para la fiesta de Tom.